Yüce Allah’tan dilediğim, Görmez oldum guzumu.
Alma ile avuttuğum, Şeker ile büyüttüğüm,
Gutnu döşek atlas yorgan ; Guşluğa kadar uyuttuğum.
Oğlum bezer doğan aya, Bilmem tülü bilmem maya,
Duttu elinden verdi emmisi , Kirpik gözü düve düve.
Karadonu geydirmişler , Tozlu yola uydurmuşlar ,
Talim bilmez tor şahanımı, Binbaşıya dövdürmüşler.
Dan borusu datlı öter, Oğlum guşluğa kadar yatar,
Hasta olur suyu verilmez, Hasırın üstünde yatar.
Oğlum oğlanlar eyisi , Ben oldum başım gayısı,
Yok anadan bir gardaşın, Bedelini ver dayısı.
Alimisin velimisin , asıl aslan dölümüsün.
Tengirdek cenge dıkılmış , hz alimisin.
Kara Aslanım hodul gezer, ismailim ondan gözel .
Attım eğrice böğrüce , Aslanım orduyu bozar.
Şırvanın vardımıdı ,çantamı elime aldım.
Adım aslan okunuşun , oradan bir aferin aldım.
Sarız Kuşçu Köyünde ikamet eden Şaban bedevi Ağa oğlu Aslan Ağa uzun süren Osmanlı savaşlarına katılır 14 yıl gibi süren bir askerlik sonucunda şehit olur bu on dört yıl süren süreç içinde gazi olarak da döndüğü olur ancak en sonunda şehadete ulaşır bu süreç içinde gidip geldiği yada yaralandığı dönem içinde Anası Elif Hatının oğlu için muhtelif değişik zamanlarda olayların sonunda dile getirdiği ağıtlar değişler özenle seçilmiştir dilden dile derlene bilen bu ağıdın alındığı kişi yakın akrabası Tuğlu oğlu Hüseyin Akpınar Derleme; Torunlarından Sarız Belediye başkanı sayın Baki Bayrak Düzenleme (beste); Ahmet Bozdoğan
Anadolu'nun derin kültürel mirasında ağıtlar, acının ve sevginin en samimi ifadesidir. Kayseri'nin Sarız ilçesinden derlenen bu ağıt, bir annenin evladına olan sonsuz sevgisini ve Osmanlı döneminin zorlu savaş yıllarını gözler önüne seriyor.
Ağıt Geleneğinin Önemi
Ağıtlar, Türk halk edebiyatının en önemli türlerinden biridir. Özellikle Anadolu kadınının iç dünyasını, acısını ve umutlarını dile getiren bu eserler, kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır. Bu özellikler ağıtları kültürel mirasımızın vazgeçilmez parçası haline getirmiştir.
Sarız Kuşçu Köyü'nden Bir Hikaye
Bu ağıdın kahramanı, Sarız Kuşçu Köyü'nde yaşamış olan Şaban Bedevi Ağa'nın oğlu Aslan Ağa'dır. Osmanlı İmparatorluğu'nun uzun süren savaşlarına katılan genç adam, tam 14 yıl askerlik yapmış, bu süreçte bazen gazi olarak döndüğü, bazen yaralandığı günler yaşamıştır.
Elif Hatın'ın Ağıtları
Aslan Ağa'nın annesi Elif Hatın, oğlunun bu zorlu yolculuğu boyunca farklı zamanlarda çeşitli ağıtlar yakarak duygularını dile getirmiştir. Her ağıt, bir annenin yaşadığı farklı duygu durumunu yansıtmaktadır:
- Özlem ve hasret
- Endişe ve korku
- Gurur ve övünç
- Acı ve kayıp
Ağıdın Dili ve İçeriği
Bu ağıtta dikkat çeken unsurlar şunlardır:
Sevgi ve Şefkat Dili: "İnce toprak elediğim, ağ çarşafa belediğim" dizelerinde, annenin oğluna gösterdiği özen ve sevgi net bir şekilde görülmektedir.
Askeri Yaşam Tasvirleri: "Karadonu geydirmişler, tozlu yola uydurmuşlar" ifadeleriyle dönemin askeri kıyafetleri ve savaş koşulları betimlenmiştir.
Yerel Dil Özellikleri: Ağıtta kullanılan "guzu, gutnu, dutu" gibi kelimeler, Sarız yöresinin dil özelliklerini yansıtmaktadır.
Derleme ve Koruma Çalışması
Bu değerli kültürel miras, dikkatli bir derleme çalışması sonucu günümüze ulaşmıştır:
- Kaynak Kişi: Tuğlu oğlu Hüseyin Akpınar (yakın akraba)
- Derleyen: Sarız Belediye Başkanı Baki Bayrak (torunlarından)
- Düzenleyen: Ahmet Bozdoğan
Bu çalışma, sözlü kültürün yazılı hale getirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Osmanlı Dönemi Askerlik Yaşamı
Ağıt, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki uzun süreli savaşların toplum üzerindeki etkisini de göstermektedir. 14 yıl gibi uzun bir süre askerde kalan gençlerin aileleri, sürekli endişe ve özlem içinde yaşamıştır.
Sosyal ve Kültürel Yansımalar
- Ailelerin yaşadığı ekonomik zorluklar
- Kadınların toplumsal rolleri ve sorumlulukları
- Savaşın toplumsal yaşam üzerindeki etkileri
- Gazi ve şehit kavramlarının toplumsal karşılığı
Müzik ve Beste Boyutu
Ahmet Bozdoğan'ın düzenlemesi ile bu ağıt, müzikal bir forma da kavuşmuştur. Bu durum, sözlü kültür ürünlerinin farklı sanat dallarına uyarlanması açısından örnek teşkil etmektedir.
Sonuç
Sarız'dan gelen bu ağıt, sadece bireysel bir acıyı değil, tüm bir dönemin toplumsal ruh halini yansıtan önemli bir belge niteliğindedir. Elif Hatın'ın sesi, binlerce Anadolu annesinin sesini temsil etmektedir.
Bu tür eserlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması, kültürel kimliğimizin sürekliliği açısından hayati önemdedir. Sarız Belediye Başkanı Baki Bayrak ve Ahmet Bozdoğan'ın bu konudaki çabaları, takdire şayan bir çalışma olarak karşımızda durmaktadır.
Kültürel mirasımızı koruma konusunda hepimize sorumluluk düşmektedir. Bu ağıt, geçmişimizle bağımızı güçlendiren ve kimliğimizi şekillendiren değerli bir hazine olarak sonsuza kadar yaşatılmalıdır.
Bu yazı, Türk halk edebiyatı ve Anadolu kültürü üzerine yapılan araştırmaların bir parçası olarak hazırlanmıştır. Kaynak: Sarız Belediyesi Kültür Arşivi
0 Yorumlar