Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Atatürk'ün Kaburga Kemiği Kırılması: Sakarya Meydan Muharebesi'nin Bilinmeyen Hikayesi

Türk tarihinin en kritik anlarından birinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün başından geçen ve pek az bilinen bir olay, liderliğin ve kararlılığın ne anlama geldiğini gözler önüne seriyor. 1921 yılının ağustos ayında, Yunan ordusu Polatlı'ya kadar ilerlemiş, düşman başkente çok yaklaşmışken yaşanan bu dramatik olay, Sakarya Meydan Muharebesi'nin seyrini etkileyebilecek bir anda meydana geldi.

Kritik Günlerde Cephede

Yunan kuvvetlerinin Ankara'ya yaklaştığı o kritik günlerde, Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü, Malı köyü yakınlarındaki Türkoğlu Ali Ağa'nın çiftliğinde karargah kurmuşlardı. Durum son derece ciddiydi ve her karar hayati önem taşıyordu.

Kader Anı: Mevzi Denetimi Sırasında Kaza

Bir gün topçu mevzilerini denetlemek üzere atlarla yola çıkan komuta heyeti, Polatlı ile Alagöz Çiftliği arasında, Karapınar köyü karşısındaki topçu bataryalarını geziyordu. Mustafa Kemal, açıkta konuşlanmış bir batarya görünce son derece sinirlendi. Önce başçavuşu, ardından yüzbaşıyı çağırttı ve durumu düzeltmesi için topçu kumandanına emir verdi.

Öfkeli bir şekilde atına binerken olay gerçekleşti. Hızla binmeye çalıştığı sırada, eğerin üzerinden kayarak yere düştü. Düz bir araziydeydi, ancak talihsiz bir şekilde küçük bir taş kaburga kemiğine isabet etti ve kemik kırıldı.

"Daha Gezecek Yerlerimiz Var"

Olay o kadar hızlı gelişti ki, çevresindeki kimse müdahale edemedi. Mustafa Kemal hemen atına bindi ve geziye devam etmek istedi. Fevzi Paşa ve İsmet Paşa otomobil getirilmesini önerdiler, ancak o "daha gezecek yerlerimiz var" diyerek kabul etmedi.

Yüzü sararmasına, acı çekmesine rağmen sessizce ilerlemeye devam etti. Bir süre sonra yanındaki Ali Çavuş'a dönerek sadece "Çocuk, nefes alamıyorum" diyebildi.

Hastaneye Zorunlu Sevk

Otomobiller çağrıldı ve Dr. Adnan Adıvar ile Dr. Refik Saydam geldi. Muayene sonrası doktorlar, kaburga kemiğinin kırıldığını ve mutlaka Cebeci Hastanesi'ne gitmesi gerektiğini söylediler.

Mustafa Kemal yine direndi: "Ben buradan ayrılmam. Eğer bu müdafaa hattında tutunamazsak Kızılırmak'a kadar çekilmek lazım."

Fevzi Paşa'nın "Paşam merek etmeyin. Bir karış toprak vermem. Siz gidip tedavi olun" şeklindeki güvencesinden sonra ancak razı oldu.

Röntgen Sonucu: Ciğere Batan Kaburga

Cebeci Hastanesi'nde çekilen röntgende, bir kaburga kemiğinin kırılarak ciğere battığı, diğer iki kaburganın da zedelendiği tespit edildi. Doktorlar bandaj yaparak 20 gün sessiz istirahat önerdi.

Bu tavsiyeyi duyan Mustafa Kemal'in verdiği tepki çok dikkat çekiciydi: "Allah Kostantin'e yardım ediyor galiba" diyerek espri yapmaktan kendini alamadı. Konstantin o dönem Yunan ordusunun başındaydı.

Şezlongla Cepheye Dönüş

20 gün hastanede yatamayacağını söyleyen Mustafa Kemal, aynı gün bir şezlongla cepheye geri döndü. Doktor tavsiyelerine uyarak konuşmuyordu; tüm emir ve isteklerini yazılı olarak iletiyordu.

Tarihi Telefon ve Taarruz Kararı

Akşam saatlerinde Üçüncü Grup'tan gelen bir telefon her şeyi değiştirdi. Konuşmayan Mustafa Kemal, ahizeden gelen sesleri dinledi ve Fevzi Paşa ile İsmet Paşa'yı çağırttı.

Telefondaki sessizlik bir süre sonra yerini müzik sesine bıraktı. Ahizeden Gazi Osman Paşa marşı duyulmaya başladı ve ses giderek yaklaşıyordu. Bu, zafer haberiydi!

O ana kadar konuşmayan Mustafa Kemal, birdenbire paşalarla konuşmaya başladı. Verdiği karar üzerine Fevzi Paşa sabah namazında karargahtan ayrılarak taarruza geçti.

Zafer: Hasta Yataktan Yönetilen Muharebe

İşte Yunan ordusunun Eskişehir'e kadar çekilmesini sağlayan Sakarya Taarruzu, Atatürk'ün bu hasta günlerinde, şezlongda yatarken verdiği kararlarla kazanıldı.

Hikayenin sonunda Ali Çavuş'un yorumu çok anlamlıdır: "Allah Konstantin'e değil, çalışanlara yardım etmişti."

Sonuç: Liderliğin ve Kararlılığın Sembolü

Bu olay, Mustafa Kemal Atatürk'ün liderlik anlayışını ve kararlılığını gösteren en çarpıcı örneklerden biridir. Kırık kaburgasıyla, ciğerine batan kemikle bile cepheden ayrılmayı kabul etmemesi, şezlongda yatarken bile komuta etmeye devam etmesi, Kurtuluş Savaşı'nın nasıl kazanıldığının özetidir.

Tarih, böyle anlarla doludur. Ancak bu anları yaşayanların cesareti, azmi ve fedakarlığı, o anları unutulmaz kılar.


Bu yazı, Zeynel Lüle'nin "Mustafa Kemal'in Can Yoldaşı Ali Çavuş" (Doğan Kitap, 2008) adlı eserinde yer alan Ali Çavuş'un anılarından esinlenerek hazırlanmıştır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar