Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Moğolistan'da Bulunan 1500 Yıllık Türk Kadın Mumyası: Tarihi Bir Arkeolojik Keşif

Altay Dağları'nın Gizli Hazinesi

Arkeoloji dünyasında heyecan uyandıran buluntulardan biri, 2016 yılında Moğolistan'ın Altay Dağları'nda ortaya çıkarılan 1500 yıllık bir mumyadir. Bu çöl diyarında, deniz seviyesinden yaklaşık 2800 metre yükseklikte keşfedilen mezar, Orta Asya'da günümüze ulaşan ilk tam ve bozulmadan kalma Türk mezarı olma özelliğini taşımaktadır.

Bulunuş Öyküsü: Tesadüfi Bir Keşif

Khovd Şehir Müzesi'nin arkeologları, bölgedeki çobanların ihbarı üzerine Altay Dağları'nda bu önemli mezarı keşfetmişlerdir. 3 metre derinliğine gömülü olan bu mezara kadar ulaşmaktan, bölgenin soğuk iklim koşulları sorumlu olmuştur. Donmuş toprak ve düşük sıcaklıklar, 15 asır boyunca burada gömülü duran eşyaları ve insan kalıntılarını olağanüstü bir şekilde korumayı başarmıştır.

Kadına Ait Olduğunu Gösteren Detaylar

Arkeologlar, bu mumyanın bir kadına ait olduğu sonucuna çeşitli nedenlerle varmışlardır. Bunların başında, mezarda yay veya diğer savaş silahlarının bulunmaması gelir. O çağda erkekler, öldüğünde değerli eşyalarının yanı sıra yay, kılıç gibi savaş aletleriyle gömülürken, bu mezarda böyle buluntular yoktur. Khovd Müzesi'nden araştırmacı B. Sukhbaatar'a göre, burada yatan kişi üst sınıftan biri değil, aksine halk tabakasından bir kadındır. Bilim insanları, kadının yaklaşık 30-40 yaş aralığında vefat etmiş olduğunu tahmin etmektedir.

Modern Tasarımıyla Meşhur Çizmeler

Bu mumyanın en dikkat çeken özelliği, keçeden yapılmış ve diz boyuna kadar uzanan çizmeleridir. Parlak kırmızı şeritlerle süslenmiş ve çok iyi korunmuş durumda olan bu ayakkabılar, yüzyıllar sonra sosyal medyada viral olacak ve Adidas tasarımıyla benzerliği haber yapılacaktır. Çizmelerin tabanları deri ile kaplanmış ve dikilerek birleştirilmiş, üzerindeki geometrik desenler el işçiliğinin ürünüdür.

Öteki Dünyaya Gönderilen Hazineler

Mumyayla birlikte gömülen eşyalar, 1500 yıl önceki Türk toplumunun inançlarını ve günlük yaşamını aydınlatmaktadır. Kazı çalışmalarında şu buluntular ortaya çıkarılmıştır:

Dört farklı geleneksel kıyafet ve renkli işlemeli çantalar, bir seyahat çantası, dikiş seti, ayna parçası, taraklı bıçak, ev eşyaları (demir kazan, ahşap kase, seramik kap), bir koç kafası, koç ve keçi kemikleri, ve en önemlisi kurban edilmiş bir at, eyer, dizgin gibi at takımları. Tüm bu eşyalar, o dönemin Türkleri öte dünyada bu nesneleri kullanacaklarına inandıkları için, ölüyle birlikte gömmüş olması düşüncesini desteklemektedir.

Çalışma Hayatının İzleri: Belki Bir Terzi

Arkeologlar mezarda bulunan dikiş seti ve renkli işlemeli çanta, kıyafet üzerindeki dikişler nedeniyle ilginç bir hipotez ileri sürmüşlerdir. Buluntuların türü ve niteliğine bakılırsa, bu kadının bir terzi olabilecekleri öngörülmektedir. Keçe ayakkabılarının ve çantasının üstündeki detaylı nakış işleri, yerel halk tarafından yapılan ve yüksek bir beceri gerektiren sanat eserleridir.

Tarihsel Dönem ve Kültürel Bağlam

Arkeoloji uzmanları bu mezarı MS. 6. yüzyıla tarihlendirmektedir. Bu dönem, Göktürk İmparatorluğunun erken çağlarına tekabül etmektedir. Aynı zamanda, Çin metinlerine göre, MÖ 6. yüzyıldan itibaren bu bölgede İpek Yolu boyunca Türk kabileleri ve Soğdiyanlar yaşamış, kendi alfabelerini geliştirmiş ve kültürel miraslarını oluşturmuşlardır.

Türkiye'den Gelen Araştırmacılar ve TİKA İşbirliği

Moğolistan Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığı ile Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) işbirliğinde, "Atlı Kadın Arkeolojik Buluntuları Araştırma Projesi" yürütülmüştür. Yeditepe Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi'nden uzmanlar, mumya üzerinde detaylı incelemeler gerçekleştirmiş, alınan örnekler Amerika Birleşik Devletleri'ne göndererek analiz edilmesi sağlanmıştır.

Müzede Korunuyor: Moğolistan Ulusal Müzesi

Restore ve temizleme işlemlerinden sonra, bu kıymetli buluntu Moğolistan Ulusal Müzesi'nde sergilenmek üzere muhafaza altına alınmıştır. Burada, 1500 yıllık Türk kadının çizmeleri, kıyafetleri ve diğer eşyaları, ziyaretçilere Orta Asya'nın eski medeniyetlerini tanıtan birer tanık olarak yer almaktadır.

Türk Tarihine Katkısı ve Bilimsel Önemi

Bu muayetli buluntu, Türk tarihinin erken dönemlerini anlamamız için priceless bir kaynak haline gelmiştir. Aynı zamanda 2003'te başka bir mezarda bulunan 2000 yıllık iskeletin DNA analiziyle ortaya çıkan bulguları desteklemektedir. O analiz sonucu, cesedin modern Türklere ait genleri taşıdığını göstermiş ve genetik bağlantısını kanıtlamıştır.

Sonuç: Geçmiş Zamana Açılan Pencere

Moğolistan'daki Altay Dağları'nda bulunan ve o çağda bir Türk kadınının ait olduğu düşünülen bu mumya, tarih öğrencileri ve arkeoloji meraklıları açısından son derece değerli bir kaynaktır. Üzerinden 1500 yıl geçmesine rağmen, bu mezarda saklı kalan eşyalar ve kalıntılar, o dönemin Türk toplumunun sosyal yapısını, inançlarını, yaşam tarzını ve teknik becerisini günümüze taşıyan birer belge niteliğindedir. Keçeden yapılmış çizmeleri, renkli işlemeli çantaları ve dikiş seti, çağından çok ileride bir yaşam standardını ve estetik anlayışını yansıtmaktadır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar