Türk tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Mustafa Kemal Atatürk, sadece savaş meydanlarında değil, kişisel ilkeler konusunda da sert duruşuyla bilinir. Birinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan ve az bilinen bir olay, Paşa'nın yolsuz kazançlara karşı ne kadar kararlı olduğunu gözler önüne seriyor.
Alman Mareşali'nin "Nezaketi" ve Mustafa Kemal'in Red Cevabı
Savaşın başlangıçında, Türk Ordusu'na gönderilen Alman askeri danışmanlar ve subayları, Osmanlı komuta yapısında önemli pozisyonlara yerleştirilmişti. Mustafa Kemal, bu uygulamaya karşı çıktığı için Alman Mareşali Falkenhayn'ın dikkat çekici bir teklifi almıştır. Paşa'nın Yedinci Ordu Kumandanlığı'na atanıp İstanbul'dan ayrılacağı gece, İstanbul Akaretler'deki ev ziyaret edilir ve özel bir hediye sunulur.
Hafif sandıklar içinde getirilen maddeler sorgulandığında, cevap açık ve net olmuştur: Mareşal Falkenhayn tarafından gönderilen bir miktar altın. Bu, dönemin diplomasi dilinde bir "teşekkür" ve aynı zamanda itirazlarını geri çekmesini sağlamak amacı taşıyordu. Ancak Mustafa Kemal'in tepkisi, birçok kişinin vermeyeceği bir karar olmuştur.
Protokolün Ötesinde: Devlet Çıkarları Üstün Gelir
Paşa, altınları kişisel olarak kabul etmeyerek, paranın ordunun Levazım Başkanlığı'na gönderilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu durum, sadeliği ve dürüstlüğü ile tanınan Mustafa Kemal'in, bir torpilin karşısında bile ilkelerinden taviz vermediğini ortaya koymaktadır.
Paracığın kayıtlı biçimde teslim alındığını belgeleyen senetler hazırlandı. Fakat Mareşal Falkenhayn, bu evrakların kaybı gerekçesiyle makbuzu imzalamaktan kaçınmıştır. Bu tür bir dirençte, siyasi bir mesaj vardı: Mustafa Kemal'in resmî olmayan bu "hediyeyi" geri vermesi beklenmekteydi.
Tarafların Son Hamlesi: İmza Üstü Imza
Kendisine iletilen cevap, Atatürk'ün karakterinin en iyi tanımı olarak duruşmaktadır. Paşa, Mareşal'a şu mesajı yollamıştır: Altınlar durmaktadır, bunlar sizin verdiğiniz olmuştur. Belgeyi kaybetmişseniz, paraları size geri verelim; o zaman siz bizim makbuzumuzu imzalayın. Fakat bir koşul vardır: "Mustafa Kemal imzası sizde kalamaz."
Bu sözler, yaşanan vaka hakkında en derin anlayışı sağlar. Paşa, ekonomik değerden çok, ülke çıkarlarına ve kişisel onuruna önem vermiştir. Mareşal, sonunda senedi almıştır ve iki subay bir saat sonra Mustafa Kemal'in huzuruna dönmüşlerdir.
Tarihi Bir Ders: Dürüstlük, Uzun Vadede Kazanır
Bu anı, Türk tarihinde önemsiz bir ayrıntı gibi görünse de, aslında çok farklı bir anlam taşımaktadır. Mustafa Kemal, dönemin gücü olan Almanya'nın yüksek rütbeli bir mareşalına karşı, bir ordu kumandanı olmasına rağmen, bireysel ilkeleriyle karşı durmuştur. Bu tutum, memleket çıkarları için kişisel hesaplardan vazgeçme anlayışının en güzel örneğidir.
Halkın gözünde güven ve saygınlık, hiçbir altın ile satın alınamaz. İşte Mustafa Kemal'in bu "satın alınamayan adamlık"ı, onun tarihte sadece bir savaş komutanı değil, aynı zamanda bir devlet adamı olarak anılmasının da sebebidir.
Not: Bu yazı, "Atatürk ve Unutulmaz Anıları" (Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009) kaynağından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Yazıyı kendi bloğunuz için özelleştirmek isterseniz, görsel, video bağlantıları veya ek başlıklar ekleyebilir, arama motoru optimizasyonu için meta açıklama yazabilirsiniz.

0 Yorumlar