Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

23 Nisan 1920: Türk Tarihinin Dönüm Noktası - TBMM'nin Açılışı

Tarihin En Önemli Telgrafı: 22 Nisan 1920

Türk tarihinin akışını değiştiren olayların başında, hiç şüphesiz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı gelir. Ancak bu tarihi olaydan bir gün önce, 22 Nisan 1920'de gönderilen bir telgraf, aslında yeni bir devletin temellerinin atıldığının en somut göstergesidir.

Mustafa Kemal Paşa'nın Heyet-i Temsiliye adına gönderdiği bu telgraf, "Dakika geciktirilmeyecektir" notu ile tüm vilayetlere, müstakil sancaklara ve kolordu komutanlıklarına ulaştırılmıştır. Telgrafın aciliyeti, içeriğinin ne denli kritik olduğunu göstermektedir.

Telgrafın Muhatabı Kimlerdi?

22 Nisan 1920 tarihli bu tarihi telgraf geniş bir muhatap kesimine gönderilmiştir:

  • Tüm valilikler ve müstakil sancaklar
  • Kolordu komutanlıkları
  • Nazilli'de Albay Refet Bey
  • Bursa'da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa
  • Bursa'da 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Bey
  • Balıkesir'de 61. Tümen Komutanı Albay Kâzım Bey

Bu geniş dağıtım listesi, yeni kurulacak meclise verilmek istenen otoritenin kapsamını açıkça ortaya koymaktadır.

Telgrafın Devrimci İçeriği

Telgrafın en çarpıcı kısmı, 23 Nisan'dan itibaren "askerî ve sivil bütün makamlarla bütün milletin tek merciinin Büyük Millet Meclisi olacağı" ibaresidir. Bu ifade, aslında çok katmanlı bir anlam taşımaktadır:

Milli Egemenliğin İlanı

Telgraf, egemenliğin artık padişahta veya işgal güçlerinde değil, milletin seçtiği mecliste olduğunu ilan etmektedir. "Bütün milletin tek mercii" ifadesi, parlamenter sistemin ve milli iradenin üstünlüğünün kabulüdür.

Kuvvetler Birliğinin Tesisi

"Mülkî ve askerî makamlar" ibaresinin bir arada kullanılması, yeni yapılanmada kuvvetler ayrılığından ziyade, kuvvetler birliği sisteminin benimsendiğinin işaretidir. Bu yaklaşım, dönemin olağanüstü koşullarında alınmış stratejik bir karardır.

Merkezi Otoritenin Kurulması

İşgal altındaki İstanbul'daki hükümet yerine, Ankara'da kurulan meclisin tek yetkili merci ilan edilmesi, alternatif bir siyasi yapılanmanın resmi olarak tesis edildiğini göstermektedir.

"Tanrı'nın Lûtfuyla" İfadesinin Anlamı

Telgrafta dikkat çeken bir diğer nokta ise açılış cümlesindeki "Tanrı'nın lûtfuyla" ifadesidir. Bu ifade:

  • Dönemin toplumsal ve dini hassasiyetlerinin gözetildiğini
  • Milli mücadelenin meşruiyetine manevi bir boyut kazandırıldığını
  • Halkın dini değerlerine saygı gösterildiğini ortaya koymaktadır

23 Nisan Cuma Günü Seçilmesi

Meclis açılışının Cuma gününe denk getirilmesi tesadüf değildir. İslam dünyasında kutsal kabul edilen Cuma günü seçilmesi, açılışa hem dini hem de sembolik bir anlam katmıştır. Bu tercih, halkın büyük çoğunluğunun dini değerlerine duyulan saygının bir göstergesidir.

Telgrafın Tarihteki Yeri

Bu telgraf, sadece bir bilgilendirme metni değil, aynı zamanda:

  • Yeni bir devletin kuruluş belgesinin habercisi
  • Milli egemenlik anlayışının resmi ilanı
  • İstiklal Harbi'nin siyasi boyutunun manifestosu
  • Türkiye Cumhuriyeti'nin fikri temellerinin atıldığı an olarak tarihteki yerini almıştır

Sonuç: Bir Telgrafla Başlayan Devrim

22 Nisan 1920 tarihli bu telgraf, Türk siyasi tarihinde benzersiz bir yere sahiptir. "Dakika geciktirilmeyecektir" notu ile gönderilen bu mesaj, sadece bir meclisin açılışını haber vermekle kalmamış, aynı zamanda yeni bir devletin, yeni bir sistemin ve yeni bir çağın kapılarını aralamıştır.

Mustafa Kemal Paşa'nın bu telgrafla verdiği mesaj açıktır: Artık millet kendi kaderini tayin edecek, kendi iradesini kullanacak ve kendi geleceğini inşa edecektir. 23 Nisan 1920, bu iradenin somutlaştığı, tarihe geçtiği gündür.

Bugün, yüz yılı aşkın bir süre sonra, her 23 Nisan'da kutladığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kökeninde bu tarihi telgraf ve onun taşıdığı devrimci ruh yatmaktadır.


Kaynaklar:

  • Atatürk'ün 22 Nisan 1920 tarihli genelge metni
  • TBMM Tutanak Dergisi
  • Türk İstiklal Harbi kayıtları

Yorum Gönder

0 Yorumlar