Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Nihal Atsız: Bir Erin Son Yolculuğu

Türk milliyetçiliğinin en tartışmalı ve en tutkulu kalemlerinden Nihal Atsız'ın ardından söylenen sözler, onun hayatının bir özeti gibiydi. Cenaze namazında, imam "Er kişi niyetine" deyip cemaatten Atsız'ı nasıl bildiklerini sorduğunda, Fethi Gemuhluoğlu'nun verdiği cevap, belki de Atsız'ı en iyi tanımlayan sözlerden biriydi: "Hocam bir de soruyorsun, belki hayatında ilk defa böyle gerçek bir er kişinin namazını kıldırıyorsun!..."

Vicdanını Satmayanların Sesi

Atsız'ın kendi dizelerinde dile getirdiği o derin yalnızlık, yaşamı boyunca peşini bırakmamıştı. "Hayatın kamçısıyla sızar derinden kanlar" mısrası, sadece şiirsel bir ifade değil, aynı zamanda onun yaşadığı acıların da bir itirafıydı. Çünkü Atsız, vicdanını ne Batı'ya ne Doğu'ya satmış, kendi yolunda yürümüş nadir insanlardandı.

Şairin dizelerinde geçen "Paris" ve "Moskova" vurgusu, o dönemin entellektüel çevrelerindeki ideolojik kutuplaşmaya bir göndermeydi. Birçok aydın ya Batı liberalizminin ya da Sovyet komünizminin etkisi altındayken, Atsız Türkçülük davasında dimdik ayakta kalmayı seçmişti.

"Küfür Diye Bakarlar Senin Dualarına"

Belki de Atsız'ı en çok yalnızlaştıran şey, dualarının bile yanlış anlaşılmasıydı. Türk milletinin birliği, bağımsızlığı ve tarihsel şuurunun korunması için ettiği dualar, kimi çevrelerce milliyetçilik suçlamasıyla karşılanmıştı. Oysa onun dili keskin, kalemi sert olsa da amacı hep aynıydı: Türk milletini uyandırmak, tarihine sahip çıkmasını sağlamak.

Bir Erin Son Namazı

Prof. Dr. Ayhan Songar'ın "Çeşitleme" adlı eserinde aktardığı cenaze anısı, Atsız'ın hayatının simgesel bir sonucu gibidir. Fethi Gemuhluoğlu'nun imama söylediği o sözler, bir erkeği, bir "er kişi"yi uğurlamanın ifadesiydi.

Atsız'ın hayatı, düşüncelerinden ödün vermemekle, baskılara boyun eğmemekle, kendi hakikatini savunmakla geçti. İster kabul edilsin ister edilmesin, onun gibi "er" sıfatını hak eden az insan vardır.

Sonuç: Yalnız Ama Dik

Nihal Atsız, Türk düşünce tarihinde tartışılmaya devam edilecek bir isimdir. Kimilerine göre kahraman, kimilerine göre aşırı bir milliyetçi... Ancak şu kesin: O, vicdanını hiçbir güce satmamış, diz çökmemiş, sonuna kadar kendi yolunda yürümüştür.

Belki de bugün en çok ihtiyaç duyulan şey, Atsız'ın o sarsılmaz duruşudur. Hangi ideolojiye inanırsak inanalım, vicdanımızı korumak ve inandığımız değerler uğruna "er kişi" olmak, hepimizin öğrenmesi gereken bir derstir.


Nihal Atsız hakkında sizin düşünceleriniz neler? Bir düşünür olarak mirası konusunda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Etiketler: Nihal Atsız, Türk Edebiyatı, Milliyetçilik, Türkçülük, Fethi Gemuhluoğlu, Ayhan Songar

Yorum Gönder

0 Yorumlar