Mustafa Kemal Atatürk denilince akla gelen ilk şeyler; büyük liderlik, çelik irade, kararlılık ve Türk milletini çağdaşlaştırma vizyonudur. Ancak bu büyük liderin az bilinen bir yönü daha vardır: çocuklara olan sonsuz sevgisi ve babalık duyguları.
Bir Anın Büyüleyici Hikayesi
Mehmet Ali Ağakay'ın "Atatürk'ten 20 Anı" adlı eserinden aktarılan bu dokunaklı anı, Atatürk'ün insan tarafını gözler önüne seriyor. Sevecen bakışlarını etrafına yönelten Atatürk, yavaş adımlarla ilerlerken bir anda duraklıyor. Gözleri yedi-sekiz yaşlarındaki küçük bir kız çocuğuna takılıyor.
Bu anda yaşanan, belki de tarihin en samimi anlarından biriydi. Atatürk, çocuğun anne ve babasına kibarca sesleniyor:
"Öpeyim mi?"
Bu basit ama içten gelen soru, o anki herkesi derinden etkiliyor. Anne babanın minnetle karşıladığı bu istek üzerine, Cumhuriyet'in kurucusu çocuğu iki eliyle kaldırıp öpüyor.
Çocuktan Gelen Sürpriz Karşılık
Hikayenin en dokunaklı kısmı ise şimdi başlıyor. Uyanık ve duygulu küçük kız:
"Ben de öpeyim ne olursunuz Atatürk" diyor.
Bu masum ve içten gelen istek, büyük lideri belki de şaşırtıyor. Ama Atatürk'ün tepkisi, onun ne kadar büyük bir kalbe sahip olduğunu gösteriyor. Çocuğu bir kez daha yerden alarak yüzüne yaklaştırıyor ve bu özel anın tadını çıkarıyor.
Gözyaşları ve Alkışlar
Bu dokunaklı sahneyi izleyen halk, gözleri yaşlı alkışlarla kutluyor. Ama belki de en dikkat çekici detay, o "çelik iradeli" insanın da iki damla gözyaşını tutamayışıydı. İşte bu, Atatürk'ün insani tarafının en güzel göstergesi.
Atatürk ve Çocuk Sevgisi
Bu anı, Atatürk'ün çocuklara olan sevgisinin sadece resmi söylemlerle sınırlı olmadığını kanıtlıyor. "Gençler! Siz Türkiye Cumhuriyeti'nin temelisiniz" diyen lider, bu sözlerini sadece politik bir retorikte kalmıyor, gerçek yaşamda da bu sevgiyi içten yaşıyor.
Liderlik ve İnsanlık Bir Arada
Atatürk'ün bu davranışı, gerçek liderliğin ne olduğunu da gösteriyor. Büyük kararlar alan, milletini yöneten bir liderin aynı zamanda sıcak, sevecen ve duygulu bir insan olması, onun büyüklüğünü daha da artırıyor.
Sonuç: Kalplerdeki Atatürk
Bu küçük ama anlamlı hikaye, Atatürk'ün neden sadece bir lider değil, aynı zamanda milyonlarca insanın kalbinde yaşayan bir "baba figürü" olduğunu açıklıyor. Çelik iradeyle ülkesini yöneten adam, aynı zamanda çocukların gözlerindeki ışığı görebilen, onlarla duygusal bağ kurabilen sıcak bir kalbe sahipti.
Bu anı, bize Atatürk'ün sadece tarihi başarılarını değil, insani değerlerini de hatırlatıyor. Belki de gerçek büyüklük buradadır: Güçlü olmakla birlikte sevecen, kararlı olmakla birlikte duygulu olmak.
Bu yazı, Mehmet Ali Ağakay'ın "Atatürk'ten 20 Anı" (Ankara 1963) ve Ahmet Gürel'in "Atatürk'ten Gençliğe Unutulmaz Anılar" (Mayıs 2009) eserlerinden referans alınarak hazırlanmıştır.
0 Yorumlar