Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Çobanlıktan MIT'ye: Sesli Komut Teknolojisinin Türk Mucidi Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz

Bir öğretmenin hayata dokunuşunun ne kadar büyük değişiklikler yaratabileceğini gösteren en güzel örneklerden biri, hiç kuşkusuz Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz'ın hikayesidir. 1924 yılında Denizli'nin Acıpayam ilçesinde doğan bu olağanüstü bilim insanı, çobanlıktan dünya çapında bir fizikçi olmaya uzanan yaşam öyküsüyle hepimize ilham veriyor.

Tesadüfün Değiştirdiği Bir Yaşam

1936 yılında, Acıpayam'daki öğretmenlerin düzenlediği bir piknik, sadece güzel bir gün geçirme amacı taşıyordu. Ancak o gün, bilim dünyasının geleceğini etkileyecek bir keşif yapılacaktı. Keçilerini otlatan 12 yaşındaki çoban çocuk Hüseyin ile karşılaşan öğretmenler, ona gazete okutmaya çalıştıklarında, çocuğun okuma bilmediğini öğrendiler.

Hüseyin'in yaşamı trajedilerle doluydu: 3 yaşında annesini, 11 yaşında da babasını kaybetmişti. Ancak öğretmenlerin ona olan inançları ve fark ettikleri zekanın gücü, bu küçük çobanın hayatını tamamen değiştirdi.

Eğitim Yolculuğunun Başlangıcı

Öğretmenlerin destekleriyle açılan eğitim yolu Acıpayamlı Hüseyin'i MIT'ye kadar götürür. Denizli'de parasız yatılı okumaya başlayan Hüseyin, çok geçmeden olağanüstü yeteneklerini sergilemeye başladı.

Bir matematik yarışmasında hediye edilen kitabı bir gecede bitiren genç Hüseyin, ertesi gün Fen Bilgisi öğretmenine giderek "Bu kitapta eksiklik var" dedi. Söz konusu eksiklik, Görecelilik Teorisi hakkındaydı - henüz lise çağındaki bir öğrencinin fark etmesi imkansıza yakın bir detay.

İTÜ'den MIT'ye Uzanan Yolculuk

Öğretmenin İTÜ'deki hocası Prof. Nusret Kürkçüoğlu'na yazdığı mektubun ardından gelen yanıt, Hüseyin'in geleceğini belirledi: "Hüseyin liseyi bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ne gelsin."

İTÜ'deki çalışmaları da dikkat çekti. Hocalarının anlayamadığı teorik çalışmaları Amerika'ya, MIT'teki Prof. Dr. Morse'a gönderildi. Morse'un cevabı şaşırtıcıydı: "Hüseyin'in bu yaptığını 5 sene önce bir grup buldu, ama bunu Hüseyin'in tek başına bulması olağanüstü bir şey" diyerek tüm masrafları karşılayacaklarını ve Amerika'ya gelmesi gerektiğini belirtti.

MIT'te Rekor Kırma

1952 yılında Amerika'ya giden Hüseyin, MIT'te Prof. Morse'un karşısına çıktığında İngilizce sorunu yaşıyordu. Hocasına "Write on the blackboard" diyerek tez konusunu tahtaya yazdırmış ve defterine geçirmişti.

Normalde 5-9 senede tamamlanan tez çalışmalarını sadece 3 ayda bitirerek hocasını şaşkına çeviren Hüseyin, 2 yıl sonra doktorasını alarak Princeton Üniversitesi'ne geçti. Orada ünlü fizikçi Albert Einstein ile birlikte çalışma fırsatı buldu.

Einstein'e Meydan Okuyan Türk Bilim İnsanı

1958 yılında, Einstein'in ünlü fonksiyon teorisinde eksikler tespit eden Hüseyin Yılmaz, bunu bir mektupla kendisine bildirmek istedi. Ancak mektup ulaşmadan Einstein vefat etti.

Yılmaz bu hatayı ünlü bir bilim dergisinde yayımladığında akademik dünyada adeta kıyamet koptu. Bilim dünyası ikiye bölündü ve Einstein'in kuramına karşı "Yılmaz kütle çekim kuramı" da literatüre girdi.

Sesli Komut Teknolojisinin Öncüsü

Günümüz teknolojisinde sıkça kullandığımız Siri, Alexa ve Cortana gibi sesli asistanların atasını icat eden kişi olarak tarihe geçen Hüseyin Yılmaz, 1960'ların başında, teknolojinin henüz emekleme aşamasında olduğu bir dönemde, bu sistemi geliştirerek gelecekteki sesli komut teknolojilerinin temellerini attı.

Boston'da icatları destekleyen bir firmada çalışırken, bilgisayarlar ile konuşma ve onlara talimat verme projelerini yürüten Yılmaz, bugünün dijital asistanlarının atası olan teknolojileri geliştirdi.

Dünya Çapında Tanınan Bilim İnsanı

Sadece ABD ve Avrupa arasında değil, Japonya'da da saygın bir araştırmacı olarak görülen Hüseyin Yılmaz, 1990'larda Japonya'daki Hamamatsu Fotonik firmasında yönetici olarak projelerini sürdürdü.

Renk algısı ve konuşma algılama konularında da önemli çalışmalar yapan bilim insanı, 27 Ocak 2013'te ABD'de vefat etti.

Bir Öğretmenin Gücü

Hüseyin Yılmaz'ın hikayesi, sadece bireysel bir başarı öyküsü değil, aynı zamanda eğitimin ve öğretmenlerin gücünü gösteren muhteşem bir örnektir. 1936 yılında Acıpayam'da bir piknikte başlayan bu hikaye, bugün cebimizde taşıdığımız akıllı telefonlardaki sesli asistanlarla devam ediyor.

Bu hikaye bize şunu öğretiyor: Fırsat eşitliği sağlandığında, yeteneklerin nerede çıkacağı bilinemez. Belki de bugün köylerde, kenar mahallelerde, fark edilmeyi bekleyen nice Hüseyin Yılmaz vardır.

Sonuç

Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz'ın yaşam öyküsü, Türk gençlerine ilham vermeye devam ediyor. Çobanlıktan dünya çapında bir bilim insanı olmaya uzanan bu yolculuk, kararlılığın, eğitime verilen önemin ve fırsat sunmanın ne kadar büyük sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.

Bugün Siri'ye bir soru sorduğunuz, Google Asistan'dan yardım istediğiniz ya da akıllı evinizi sesle kontrol ettiğiniz her an, aslında Denizlili küçük bir çobanın hayal gücünün meyvelerinden yararlanıyorsunuz. Bu, belki de eğitimin ve insan potansiyelinin gücünü gösteren en güzel örneklerden biridir.


Bu makale, eğitimin ve fırsat eşitliğinin önemi üzerine düşünmemizi sağlayan gerçek bir hikayeyi anlatmaktadır. Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz'ın mirası, bugün de teknoloji dünyasında yaşamaya devam etmektedir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar