Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Atatürk'ün Son Cumhuriyet Bayramı: 29 Ekim 1938'de Yaşanan Unutulmaz Anlar

Türk tarihinin en önemli şahsiyetlerinden Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının son dönemlerine dair pek çok anı bulunmaktadır. Ancak 29 Ekim 1938'de yaşanan olay, hem duygusal yoğunluğu hem de taşıdığı anlam bakımından özel bir yere sahiptir. Bu yazımızda, Atatürk'ün son Cumhuriyet Bayramı'nda yaşadıklarını ve gençlere olan sevgisini mercek altına alacağız.

29 Ekim 1938: Zorlu Bir Sabah

1938 yılının 29 Ekim sabahı, Cumhuriyet'in 15. yıldönümü olan bu özel günde, Atatürk'ün sağlık durumu oldukça kötüydü. Dolmabahçe Sarayı'ndaki odasında, her zamanki dinamizminden eser kalmamış bir halde uyanmıştı. Yatağından kalkmakta bile zorlanıyordu.

Yakınları Atatürk'ün yanına gittiklerinde, onun ilk sözü "Bugün bayram" olmuştu. Bu sözler, ne kadar hasta olsa da ülkesini ve milletini hiç unutmadığının en güzel kanıtıydı.

Hastalığın İzleri

O sabah Atatürk'ün fiziksel durumu oldukça endişe vericiydi:

  • Yüzü her zamankinden çok daha solgundu
  • Elleri balmumu rengini almıştı
  • Gözlerinin etrafında derin mor halkalar oluşmuştu
  • Mavilikler denizi olan gözleri sanki laciverde dönmüştü

Bu tabloya rağmen, Atatürk'ün genci için duyduğu sevgi ve sorumluluk hissi hiç azalmamıştı.

Gençlerin Coşkulu Tezahüratı

Akşam saatlerinde, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak için gelen Askeri Lise öğrencileri vapurlarla Dolmabahçe Sarayı'nın önüne gelmişlerdi. Tıpkı son 30 Ağustos kutlamalarında olduğu gibi, gençler Ata'larını görmek için büyük bir coşku içindeydiler.

Sarayın içinden bile duyulan bu tezahürat karşısında Atatürk, Dr. Neşet Ömer Bey ve Salih Bozok'a dönerek:

"Duyuyor musunuz? Bunlar bizim gençlerimiz... Cumhuriyeti emanet ettiğimiz gençlerimiz..."

diye konuşmuştu.

Geleceğe Dair Umut Dolu Sözler

Atatürk, o zor anında bile gençliğe olan inancını şu sözlerle dile getirmişti:

"Ne gür sesleri var. Öyle bir nesil yetişiyor ki, bu neslin heyecanı, yurt ve bayrak aşkı körletilmeyecek olursa, dünyanın en büyük, en mutlu ülkesi biliniz ki Türkiye olacaktır!"

Ancak aynı zamanda geleceğe dair endişelerini de paylaşıyordu:

"Ama etmek isteyenler çıkacaklardır! Tarihe bakınız, daima ulusların mutluluğuna, esenliğine gölge düşürecek bedhahların çıktıklarını görürsünüz!"

Son Selamın Veriliş Anı

Gençleri görmek ve onlara el sallamak isteyen Atatürk, çevresindekilerin "fakat" demelerine sert bir şekilde karşı çıkmıştı. Bin bir güçlükle giydirilmiş, acı çekmesine rağmen pencerenin önüne yerleştirilen koltuğa oturmuştu.

Duygusal Karşılaşma

Atatürk'ü pencerede gören gençler çılgınca alkışlamaya, bayraklarını sallamaya başlamışlardı. Bu manzara karşısında Ata'nın gözlerinde yaşlar birikmeye başlamıştı. O koca dev, gözyaşlarını tutamıyordu.

Tarihi Anın Önemi

Bu olay, Atatürk'ün gençliğe olan sevgisinin ve Cumhuriyet'e olan bağlılığının en güzel örneklerinden biridir. Ölüm döşeğindeyken bile:

  • Gençleri düşünmesi
  • Onları görmek istemesi
  • Bayram coşkusunu paylaşma arzusu
  • Cumhuriyet'in geleceğine dair endişeleri

Bu özellikler, Atatürk'ün ne büyük bir lider olduğunu göstermektedir.

Sabiha Gökçen'in Tanıklığı

Bu unutulmaz anı, Sabiha Gökçen'in anılarında yer almaktadır. Atatürk'ün manevi kızının gözlemledikleri, o günün ne kadar özel ve anlamlı olduğunu bizlere aktarmaktadır.

Sonuç: Ebedi Lider, Ebedi Mesaj

29 Ekim 1938'de yaşanan bu olay, Atatürk'ün ölümsüz ruhunun ve gençliğe olan güveninin simgesi olarak tarihte yerini almıştır. O gün pencereden el sallayan hasta bir lider değil, geleceğe umutla bakan bir vizyoner vardı.

Atatürk'ün bu son selamı, bugün bile gençlere ilham vermeye devam etmektedir. Onun "gençlere hitabe"sindeki "Ey Türk gençliği!" çağrısı, işte o pencereden salladığı son eliyle birleşerek tarihin en güçlü mesajlarından birini oluşturmaktadır.

Bu anı, Cumhuriyet değerlerimizi koruma konusundaki sorumluluğumuzu hatırlatırken, aynı zamanda Atatürk'ün gençliğe olan sonsuz güveninin de bir kanıtıdır.


Bu yazı, tarihimizin en önemli anlarından birini konu almaktadır. Atatürk'ün gençliğe olan sevgisi ve Cumhuriyet'e olan bağlılığı, bugün de bizlere ışık tutmaya devam etmektedir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar