Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Atatürk'ün Bilinmeyen Yüzü: İngiliz Sefirlerini Bahçıvan Kulübesinde Bekletmesi

Türk tarihinin en büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatında bilinen pek çok olay vardır. Ancak bazı anılar, sadece o dönemi yaşayanların hatıralarında saklı kalmıştır. Bugün sizlerle, Lale Film Taş sahibi Cemil Filmer'in 1976 yılında kaleme aldığı, Atatürk'ün diplomatik zekasını ve karakterini gösteren çok özel bir anısını paylaşacağız.

Beşiktaş'taki Komşuluk Günleri

Çanakkale Savaşı'nın kahramanı Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal, İstanbul'a döndüğünde annesi Zübeyde Hanım ile birlikte Beşiktaş Akaretler'de bir eve yerleşmişti. O dönemlerde genç subay, komşusu olan Kurmay Subay Kolağası Hüsamettin Bey'in evine sık sık misafirliğe giderdi. İşte Cemil Filmer ile tanışması da bu ev ziyaretleri sırasında gerçekleşmişti.

Filmer'in hatıralarına göre, o günlerde henüz Gazi unvanını almamış olan Mustafa Kemal, mütevazı bir subay olarak gelir, Hüsamettin Bey'in annesinin elini öper, birlikte çay içerlerdi. Bu sade ve samimi ortam, gelecekteki büyük liderin karakterinin erken izlerini taşıyordu.

İzmir'deki Tesadüfi Karşılaşma

Yıllar sonra Mustafa Kemal Paşa, Gazi Başkumandan olarak İzmir'e geldiğinde, o sırada şehirde altı sinema işleten Cemil Filmer ile tesadüfen karşılaştı. Lale Sineması'nın önünde oturan Filmer'i otomobilden gören Gazi, ikinci yaveri Muzaffer Kılıç'ı göndererek onu köşke davet ettirmişti.

Bu davette yaşanan ilginç diyalog, Atatürk'ün hem halkla olan yakınlığını hem de espri anlayışını göstermektedir. İçki ikram edilen Filmer'in "Paşam içki yasağı var, komiser beni yakalar" endişesine Atatürk'ün verdiği cevap oldukça çarpıcıdır: "Biz o yasağı ağzından içenlere değil, burnundan içenlere koyduk."

Diplomatik Zeka: İngiliz Sefirlerinin Dersi

Atatürk'ün diplomat kişiliğinin en çarpıcı örneklerinden biri, Cemil Filmer'in tanık olduğu şu olaydır: Bir gün köşke gittiğinde, bahçe kapısı yanındaki eski bahçıvan kulübesinde 7-8 silindir şapkalı İngiliz sefirinin beklediğini görmüştü.

Bu manzara karşısında merak eden Filmer'e Atatürk'ün verdiği açıklama, onun stratejik düşünce yapısını net bir şekilde ortaya koyuyordu. İzmir Körfezi'ni ve oradaki torpidoları işaret ederek şu sözleri söylemişti: "Bunlarla gelen sefirlerdir. Vaktiyle Londra'ya giden sefirlerimizi kabul etmemişlerdi, şimdi onlar da beklesinler."

Bu olay, Atatürk'ün diplomaside karşılıklılık ilkesini nasıl uyguladığını göstermesi açısından son derece önemlidir. Türkiye'nin bağımsızlığını ve onurunu koruma konusundaki kararlılığının sembolik bir yansımasıdır.

Halkla İç İçe Bir Lider

Atatürk'ün halkla olan bağının gücü, Cemil Filmer'in sinemaya davetinde de kendini göstermişti. Gazi'nin sinemaya geleceği haberini alan İzmir halkı, sokakları mahşere çevirmişti. Çeşmelikteki yokuşun iki tarafı yüzlerce kişiyle dolmuş, kurbanlar kesilmiş, kadınlar otomobili öpmeye çalışmıştı.

Sinemadaki bir başka detay da Atatürk'ün toplumsal değişim konusundaki hassasiyetini göstermektedir. Salonda kadın izleyici görmeyince "Neden hiç kadın yok?" diye sormuş, kadınların sadece salı günleri sinemaya gelebildiğini öğrenince hemen yaverini çağırarak "Dışarıdaki kadınları içeri bırakın" talimatını vermişti.

Çocuklara Olan Sevgisi ve Millî Değerler

Filmer'in üç yaşındaki oğlu Metin'i kucağına alan Atatürk'ün, çocuğun ismini öğrendikten sonra "Teessüf ederim, neden Türk ismi, mesela Demir koymadın?" diye sorması, onun millî değerlere verdiği önemi göstermektedir.

Ayrıca Şarlo filmini izlerken o kadar güldüğü ve "Cemil, hayatımda bu kadar gülmemiştim" dediği rivayet edilen bu anı, büyük liderin insan yanını ve hayata olan pozitif bakışını yansıtmaktedir.

Sonuç

Cemil Filmer'in hatıraları, Atatürk'ün sadece büyük bir lider değil, aynı zamanda stratejik zekası, diplomatik dehası ve halkıyla iç içe yaşayan bir insan olduğunu göstermektedir. İngiliz sefirlerini bahçıvan kulübesinde bekletmesi, onun millî onuru koruma konusundaki kararlılığının sembolü olarak tarihe geçmiştir.

Bu anılar, Atatürk'ü daha yakından tanımamız ve O'nun çok boyutlu kişiliğini anlamamız açısından son derece değerlidir. Büyük liderimizin hem devlet adamlığındaki zarafeti hem de günlük yaşamdaki samimiyeti, gelecek nesillere ilham vermeye devam etmektedir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar