Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Mehmet Akif Ersoy'un Son Yolculuğu: Bir Büyük Şairin Vedası

Türk edebiyatının dev isimlerinden Mehmet Akif Ersoy'un hayatının son dönemleri ve cenaze töreni, onun büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. İstiklal Marşı'mızın yazarı olan bu büyük şairin dünyadan ayrılışı, hem hüznü hem de millî duygularımızı harekete geçiren anlamlı bir veda olmuştu.

Hastalık Dönemi ve Son Günler

Mehmet Akif Ersoy, yaşamının son yıllarında siroz hastalığıyla mücadele ediyordu. Sağlığını düzeltmek amacıyla önce Lübnan'a, ardından Antakya'ya gitti. Ancak bu seyahatler kendisine fayda sağlayamadı. Mısır'a döndüğünde sağlık durumu daha da kötüleşmişti.

Büyük şair, son bir umutla vatanına dönmeyi istedi. 17 Haziran 1936'da tedavi olmak amacıyla İstanbul'a geldi. Ancak artık zamanının az kaldığını hissediyordu. İstanbul'da geçirdiği altı aylık süre, hayatının son demlerini oluşturdu.

27 Aralık 1936: Büyük Kayıp

Mehmet Akif Ersoy, 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nda hayata veda etti. Bu tarih, Türk edebiyatının en büyük kayıplarından birini yaşadığı gün olarak tarihe geçti.

Unutulmaz Bir Cenaze Töreni

Mithat Cemal Kuntay'ın anlattıklarına göre, Mehmet Akif'in cenaze töreni hem dokunaklı hem de anlamlıydı. Başlangıçta sade görünen tören, beklenmedik bir şekilde millî bir karakter kazandı.

Cenaze Beyazıt'tan kalkacaktı. İlk anda çok az kişi vardı ve törende sadece çıplak bir tabut görünüyordu. Bu durum, sanki sıradan bir cenaze törenini andırıyordu. Ancak o anda yaşanan gelişmeler, törenin karakterini tamamen değiştirdi.

Emin Efendi Lokantası'nın sahibi Mahir Usta'nın elinde bir bayrakla cenazeye koşması ve ardından yüzlerce üniversite öğrencisinin büyük sancakla tabutu sarması, törene farklı bir boyut kazandırdı. Al sancaklı siyah Kabe örtüsüne sarılan tabut, üniversite gençlerinin elleri üzerinde son yolculuğuna çıktı.

Halkın Spontane Katılımı

Cenaze töreninin en dikkat çekici özelliği, devlet protokolünden çok halkın spontane katılımıydı. Törende devlet adına kimse bulunmuyordu. Tüm katılımcılar kendi istekleriyle gelmiş, büyük şaire saygılarını sunmak için oradaydılar. Bu durum, Mehmet Akif'in halk nazarındaki yerini açıkça gösteriyordu.

Mezarı ve Son Durumu

Mehmet Akif Ersoy'un naaşı ilk olarak Edirnekapı Mezarlığı'na defnedildi. Üniversiteli gençler, iki yıl sonra mezar taşını yaptırdılar. 1960 yılında yol inşaatı nedeniyle mezarı Edirnekapı Şehitliği'ne nakledildi.

Sonuç: Kalıcı Bir Miras

Mehmet Akif Ersoy'un cenaze töreni, onun sadece bir şair değil, aynı zamanda millî değerlerimizin sembolü olduğunu gösterdi. İstiklal Marşı ile Türk ulusuna bıraktığı sonsuz marş ve öğütleri, bugün de bizlere rehberlik etmeye devam ediyor.

Bu büyük şairin vefatı, Türk edebiyatında doldurulması zor bir boşluk bıraktı. Ancak eserleri ve millî duygularımızı besleyen şiirleri, onun ölümsüzlüğünün garantisi oldu.


Bu yazı, Mehmet Akif Ersoy'un hayatının son dönemleri ve cenaze törenine dair tarihi bilgileri içermektedir. Türk edebiyatının bu büyük isminin anısını yaşatmak adına hazırlanmıştır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar