Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Kalbin Diliyle Yaşamak: Sevgi, Anlayış ve Affetmenin Gücü

Yüreğime Dokunmalısın Şiiri - Mahmut Koç

Yüreğime dokunmalısın,

Ben olup bakabilmelisin hayata,

Yüreğim olup sevebilmelisin,

Ellerimle dokunabilmelisin sana,

Anlayamazsın beni yoksa.

Hissetmeden yaşıyorsun,

Düşünmeden bakıyorsun hayata,

Suçluyorsun, yargılıyorsun, cezalandırıyorsun,

Nasıl anlayacaksın beni?

Ömür dediğin nedir ki?

Bir kuş misali.

Sevmeyeceksen,

Görmeyeceksen,

Dokunmayacaksan,

Ne kaldı geri?

Her suç düşmanlığa,

Her yargı nefrete,

Her ceza pişmanlığa çıkar.

İnanmaktır sevmek,

İman etmektir,

Affetmektir,

Huzur içinde ölmektir...

Mahmut Koç

10.03.2022 Perşembe

Hayatın gerçek anlamını aramak, insanoğlunun en eski sorularından biridir. Peki ya bu arayışta en önemli olan nedir? Belki de cevap, kalbin derinliklerinde, sevginin ve anlayışın sınırlarında gizlidir.

Yüreğin Dili: Empati ve Anlayış

İnsan ilişkilerinde en büyük sorunlarımızdan biri, birbirimizi gerçekten anlayamamak. "Yüreğime dokunmalısın" diyebilmek, aslında karşımızdaki kişiden empati kurmasını istemektir. Çünkü gerçek anlayış, sadece akılla değil, kalp ile de düşünmekten geçer.

Günlük yaşamımızda ne kadar sık durur, karşımızdaki insanın yerine kendimizi koyarız? Ne kadar sık onun gözleriyle hayata bakmaya çalışırız? Çoğu zaman yargılarken, eleştirirken, hatta cezalandırırken bile bu soruları sormayız kendimize.

Hissederek Yaşamanın Önemi

Modern yaşamın koşuşturması içinde, duygularımızı bastırma, hissetmeden yaşama eğilimi gösteririz. Oysa hayatın tadını çıkarabilmek, onun güzelliklerini fark edebilmek ancak hissederek mümkündür.

"Hissetmeden yaşıyorsun, düşünmeden bakıyorsun hayata" sözleri, aslında hepimize bir ayna tutuyor. Otomatik pilot modunda geçen günlerimizi, fark etmediğimiz güzellikleri, kaçırdığımız anları hatırlatıyor.

Yargılamanın Ağır Bedeli

İnsan doğası gereği yargılamaya meyillidir. Ama her yargının arkasından gelen nefret, her cezanın ardından kalan pişmanlık, aslında ruhsal bir yorgunluk yaratır. Bu döngüden çıkmanın yolu ise affetmekten geçer.

Affetmek, karşıdaki kişi için olduğu kadar kendimiz için de önemlidir. Çünkü nefret taşımak, kini beslemek, en çok kendimizi yorar, kendi huzurumuzu kaçırır.

Sevginin Büyüleyici Gücü

"İnanmaktır sevmek" sözü, sevginin sadece bir duygu olmadığını, aynı zamanda bir inanç, bir tercih olduğunu anlatır. Sevmek, umut etmek, güvenmek... Bunların hepsi aslında hayata dair pozitif bir duruş sergilemektir.

Sevgi, sadece romantik ilişkilerde değil, hayatın her alanında karşımıza çıkar. Doğaya sevgimiz, sanata sevgimiz, insanlığa sevgimiz... Bütün bunlar hayatımızı zenginleştirir, anlamlı kılar.

Hayatın Kısa Ömrü ve Değerli Anlar

"Ömür dediğin nedir ki? Bir kuş misali." Bu dizeler, hayatın ne kadar kırılgan ve geçici olduğunu hatırlatır. Tıpkı bir kuşun özgürce uçup gittiği gibi, zaman da durmaksızın akıp gider.

Bu kısacık ömürde ne yapmalıyız peki? Sevmezsek, görmezssek, dokunmazsak geriye ne kalır? Belki de asıl soru budur: Hayatımızı nasıl yaşayacağımız, hangi değerlere odaklanacağımız.

Huzurlu Bir Son İçin

Sonuç olarak, gerçek huzur affetmekte, sevmekte ve anlayışta gizlidir. "Huzur içinde ölmek" ifadesi, sadece ölümü değil, hayatın sonuna kadar sürdüreceğimiz bir yaşam felsefesini anlatır.

İçimizdeki öfkeyi, kini, yargıları bırakıp; sevgiyi, anlayışı ve affetmeyi seçmek, belki de yapabileceğimiz en değerli tercih olacaktır.


Bu yazı, 10 Mart 2022 tarihinde kaleme alınan "Yüreğime Dokunmalısın" şiirinden ilham alınarak yazılmıştır. Hayatın derin anlamları üzerine düşünmek, hepimiz için önemli bir yolculuktur.

ESER YAZAR ADINA TESCİLLİDİR.
Her ne suretle olursa olsun kullanımı kesinlikle yasaktır. Kısmende olsa hiçbir şekilde yayınlanamaz, çoğaltılamaz, hangi kanalla olursa olsun dağıtılamaz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar