Kurtuluş Savaşı'nın en kritik dönemlerinden biri olan Sakarya Savaşı öncesinde yaşanan olaylar, Türk tarihinin en dramatik sayfalarından birini oluşturur. Doktor Nazım Şakir'in anıları, Mustafa Kemal Atatürk'ün bu zorlu günlerdeki kararlılığını ve fedakarlığını gözler önüne seren değerli bir tanıklık sunmaktadır.
Cebeci Hastanesinde Geçen Kritik Anlar
1921 yılında Sakarya Savaşı başlamak üzereyken, Cebeci Hastanesi'nin sertabibi olan Doktor Nazım Şakir, tarihe geçecek bir anıya tanıklık eder. Hastaneye sürekli yaralıların geldiği bu zorlu günlerde, "Mustafa Kemal geliyor" haberi tüm hastane personelini heyecanlandırır.
Gazi Mustafa Kemal, cephe teftişi sırasında geçirdiği kaza nedeniyle hastaneye gelir. Yapılan röntgen muayenesi üç kaburgasının kırık olduğunu ortaya çıkarır. Bu durum karşısında Prof. Mim Kemal'in önerisi nettir: "Bu vaziyette tekrar cepheye gitmesi doğru olmaz, istirahat etmesi gerekir."
Vazgeçilmez Lider: "İstirahate Vakit Yok"
Doktorların ısrarına rağmen Atatürk'ün cevabı kararlılığını gösterir: "İstirahate vakit yok, derhal hareket etmem lazım." Bu sözler, onun vatan ve millet sevgisinin kişisel rahatlığından daha önce geldiğinin açık bir göstergesidir.
Tedavi sırasında büyük ıstırap çektiği halde hiç şikayet etmeyen Atatürk, göğsü sarıldıktan sonra bile "Biraz sonra gideceğim!" diyerek kararlılığını sürdürür. Bu tavır, onun liderlik karakterinin ve sorumluluk bilincinin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyar.
Anne Sevgisi ve Fedakarlık
Doktor Nazım Şakir'in anılarında dikkat çeken bir diğer nokta, Atatürk'ün annesine olan derin bağlılığıdır. Büyük Taarruz öncesinde cepheye gitmeden önce annesine veda ederken, üzerindeki tüm parasını ona verir.
Zubeyde Hanım'ı tedavi eden doktor olarak Nazım Şakir, yaşlı annenin bu durumu nasıl karşıladığını aktarır: "Oğlum zengin bir insan değil ama, Büyük Başkomutan..." Bu sözlerden sonra gözyaşlarına boğulan bir anne, aynı zamanda milletinin fedakarlığa katlandığını bilen bilinçli bir kadındır.
Sessiz Kahraman: Zubeyde Hanım
Zubeyde Hanım'ın tavrı, o dönemin Türk kadınının karakterini yansıtır. Oğlu için duyduğu endişeyi başkalarına belli etmemeye çalışır ve tüm milletin fedakarlığa katlandığını idrak eden bir kadın olarak daima başkalarına cesaret verir.
Tarihten Günümüze Mesajlar
Bu anılar, Atatürk'ün sadece büyük bir lider değil, aynı zamanda derin duygulara sahip bir insan olduğunu gösterir. Kişisel acılarına rağmen milletinin geleceği için mücadele etmekten vazgeçmeyen bu tavır, bugün de ilham vermeye devam eder.
Sakarya Savaşı öncesinde yaşanan bu olaylar, Türk Kurtuluş Savaşı'nın sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda ruh gücünün ve kararlılığın zaferi olduğunu bir kez daha hatırlatır.
Sonuç
Doktor Nazım Şakir'in bu değerli anıları, Atatürk'ün insani yönünü ve liderlik vasıflarını aynı anda ortaya koyar. Sakarya Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasında, böyle bir liderin varlığının ne kadar önemli olduğu açıkça görülmektedir.
Bu tanıklıklar, gelecek nesillere Atatürk'ün sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu değil, aynı zamanda büyük fedakarlıklarla dolu bir hayat yaşamış örnek bir şahsiyet olduğunu hatırlatmaya devam edecektir.
Bu yazı, 1963 yılında Hürriyet Gazetesi'nde yayımlanan Doktor Nazım Şakir'in anılarından esinlenilerek hazırlanmıştır.
0 Yorumlar