72 yıl önce bugün, Türk askeri tarihinin en kahramanca sayfalarından biri yazıldı. Kunuri Savaşı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin cesaret, fedakarlık ve taktik zekasının dünya tarihinde altın harflerle yazıldığı muharebelerden biridir.
Kore Savaşı ve Türkiye'nin Katılımı
1950 yılında patlak veren Kore Savaşı, soğuk savaş döneminin ilk büyük askeri çatışmasıydı. Türkiye, NATO üyeliği hedefini desteklemek ve uluslararası hukuka olan bağlılığını göstermek amacıyla bu savaşa katılma kararı aldı. "Kutup Yıldızı" kod adıyla anılan Türk Tugayı, gönüllü subay, astsubay ve erlerden oluşan 5.083 kişilik güçlü bir birlikti.
Beş gemiyle başlayan 24 günlük zorlu deniz yolculuğu sonrasında, Türk birlikleri 18 Ekim 1950'de Kore topraklarına ayak bastı. Kimse o günlerde bilemezdi ki, bu kahraman askerler yakında tüm dünyanın hayranlıkla izleyeceği bir destana imza atacaklardı.
27 Kasım 1950: Kunuri Muharebelerinin Başlangıcı
Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki Türk Tugayı, 26 Kasım'da genel saldırıya katılmak üzere harekete geçti. Ancak durum beklenenden çok daha kritikti. Çin Halk Kurtuluş Ordusu ve gerilla güçlerinin ani baskınları sonucunda ABD ve İngiliz birlikleri geri çekilmek zorunda kalmıştı.
27 Kasım 1950 tarihinde başlayan Kunuri Savaşı, aslında Türk birliklerinin diğer müttefik güçlere zaman kazandırmak için verdiği fedakarca bir mücadeleydi. Kunuri-Tokchon arasındaki dar ve uçurumlu arazide konuşlanan Türk Tugayı, kendilerinden sayıca çok üstün olan Çin kuvvetleriyle karşı karşıya geldi.
Necdet Ayhan Çavuş: Bir Kahramanın Doğuşu
Kunuri Muharebelerinin en dikkat çekici kahramanlarından biri, Giresun'un Burhaniye köyünden Necdet Ayhan Çavuş'tu. 1952 yılında gerçekleşen olayda, keşif kolunda bulunan çavuş, 22 kişilik Çin asker grubunun kendilerine ateş açması üzerine büyük bir cesaret gösterdi.
Süngüsünü takarak tek başına düşmana hücum eden kahraman askerimiz, 3 Çinli eri ve 1 subayı süngüyle etkisiz hale getirdikten sonra, geri kalan 18 askeri de kovalayarak kaçırmayı başardı. Bu olağanüstü kahramanlık, 23 Nisan 1959'da kendisine "Kahramanlık" madalyası takılmasıyla taçlandırıldı.
Amerikalı Askerin Gözünden Türk Kahramanlığı
Kunuri'de 241. Alay ile birlikte savaşan Amerikalı asker Anthony Herbert, anılarında Türk askerlerinin sergilediği inanılmaz cesareti şu sözlerle anlatıyor:
"Ertesi sabah kendimizi Çinliler tarafından kuşatılmış halde bulduk. Gergindim. Türkler ise oturup piknik yapıyorlardı. Ne tarafa baksalar düşman vardı. Hangi tarafa ateş etseler Çinlileri öldürebilirlerdi."
Herbert'in gözlemlerine göre, Türk askerleri en zor anlarda bile inanılmaz bir soğukkanlılık sergiliyordu. Cephaneleri azaldığında süngülerini takıp gülümseyerek düşmana yöneldiler. Bu manzara, Amerikalı askeri derinden etkilemişti.
"Türkler Asla Tuzağa Düşürülemez"
Anthony Herbert'in Türk askerleri hakkındaki en çarpıcı değerlendirmesi şu cümleydi: "Türkler asla tuzağa düşürülemez. Başı belada olan kişiler onları kuşatanlardır."
Nitekim Türk Tugayı, kimsenin beklemediği ani bir süngü hücumuyla kendilerini kuşatan Çin kuvvetlerini şaşırtmayı başardı. Bu sürpriz taktik, Tuğgeneral Tahsin Yazıcı'nın mükemmel liderliği altında execute edildi ve Çin birlikleri bozguna uğratıldı.
Gazilerin Tanıklığı: "Etten Duvar Ördük"
Kunuri Muharebelerinde yaralanan piyade eri Ali Rıza Yurtnaç, o günleri şu sözlerle hatırlıyor: "Gözlerimin önünde arkadaşlarım şehit oldu. Esir kalanlar üç yıl sonra dönebildiler."
Topçu eri Cemil Yaşar ise daha dramatik ifadeler kullanıyor: "Tahsin generalin etrafı sarılmıştı. Onu korumak için etten duvar ördük ve göğüs göğüse çarpıştık. Geri çekilen ABD askerleri 'Siz delisiniz, niye buradasınız, burası cehennem' diyorlardı."
Kunuri'nin Stratejik Önemi
Kunuri Savaşı, sadece bireysel kahramanlık hikayelerinden ibaret değildi. Stratejik açıdan bakıldığında, Türk Tugayı'nın bu fedakar direniş, ABD ve İngiliz birliklerinin güvenli bir şekilde geri çekilmesini sağladı.
Dar ve dağlık arazinin avantajlarını kullanan Türk birlikleri, arazi savaşında deneyimli Çin kuvvetlerine karşı başarılı bir savunma sergiledi. Bu muharebe, Türk askerinin sadece bireysel cesaretini değil, aynı zamanda taktik zekasını da dünyaya kanıtladı.
Kunuri'nin Bedeli: 237 Şehit
Kunuri Muharebelerinin zaferi, ağır bir bedelle geldi. Türk Tugayı, bu kahramanca direnişte 237 değerli evladını şehit verdi. Her şehit, Türk milletinin onur ve gururunu temsil eden birer kahramandı.
Oyalama, çemberi yarma, kurtulma ve imha çarpışmalarının yaşandığı bu muharebeler, Türk askeri tarihinin en zorlu sayfalarından birini oluşturdu. Ancak gösterilen fedakarlık ve cesaret, bu acının anlamını daha da büyüttü.
Kunuri'nin Mirası: 72 Yıl Sonra
Bugün, Kunuri Savaşı'nın üzerinden 72 yıl geçti. Ancak o günlerde sergilenen cesaret, fedakarlık ve kahramanlık hala ilham vermeye devam ediyor. Türk askerinin "vatan uğruna ölmeyi şeref bilen" ruhu, Kunuri'de bir kez daha tüm dünyaya kanıtlandı.
Necdet Ayhan Çavuş gibi bireysel kahramanlar, Tuğgeneral Tahsin Yazıcı gibi liderler ve isimlerini bilmediğimiz binlerce kahraman askerimiz, Türk bayrağını Kore'nin karlı dağlarında gururla dalgalandırdı.
Sonuç: Kunuri Ruhu
Kunuri Savaşı, Türk milletinin DNA'sında bulunan kahramanlık genlerinin bir tezahürüdür. Bu muharebe, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda millî değerlerin ve onurun korunması için verilen mücadelenin simgesidir.
72 yıl sonra bugün, Kunuri gazilerinin anılarını dinlerken, o günlerde sergilenen fedakarlığı ve cesareti hatırlamalıyız. Çünkü Kunuri ruhu, Türk milletinin her zaman sahip olduğu ve olmaya devam edeceği değerlerden biridir.
"Türkler asla tuzağa düşürülemez" sözü, sadece o günün gerçeği değil, tarih boyunca Türk milletinin karakteristiğinin özetidir. Kunuri, bu gerçeğin en net ispatlarından biridir.
Kaynak: Milliyet Gazetesi, 28 Nisan 1959 - Kore Savaşı Gazileri Anıları
0 Yorumlar