Tarihimizin derinliklerinde, kahramanlık hikayelerinin yanında insan sevgisini ve vatanseverliği gösteren benzersiz olaylar yaşanmıştır. Bugün size anlatacağım hikaye, bir subayın hem yaratıcılığını hem de fedakarlığını gösteren, aynı zamanda o dönemin zorlu koşullarını gözler önüne seren gerçek bir olaydır.
Genç Bir Subayın İlk Adımları
1914 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun en zor dönemlerinden birinde, genç Mehmet Muzaffer askeri hayatına başladı. O dönemler henüz asteğmen rütbesindeyken Çanakkale Savaşı'nın içinde kendini buldu. Bu savaş, sadece askeri bir mücadele değil, aynı zamanda lojistik zorlukların da yaşandığı bir dönemdi.
Çanakkale'de Yaşanan Mucize: 100'lük Banknot Hikayesi
Çanakkale Savaşı'nın sonlarına doğru yaşanan olay, belki de Türk tarihinin en ilginç ve duygusal hikayelerinden biridir. Cephedeki mühimmatın taşınması için acil lastik ihtiyacı vardı, ancak ne yerel olarak lastik bulunabiliyordu ne de orduda yeterli para mevcuttu.
Yaratıcı Çözüm Arayışı
Bölük komutanı tarafından bu zor görevle İstanbul'a gönderilen Asteğmen Mehmet Muzaffer, Karaköy'de bir lastik tüccarıyla anlaştı. Ancak ödeme yapacak parası yoktu. İşte o gece, tarihe geçecek bir karar aldı.
Masanın başına oturan genç subay, mürekkep ve kaliteli kağıt kullanarak titizlikle bir 100'lük kaime hazırladı. Ancak bu paranın üzerinde dönemin resmi yazısı olan "Bedeli Dersadette altın olarak tesviye olunacaktır" yerine, kendi kalemiyle şu sözleri yazdı:
"Bedeli, Çanakkale'de kanla ödenecektir"
Bir Hikayenin Doğuşu
Sabah olduğunda tüccara giden Mehmet Muzaffer, hazırladığı parayla lastikleri satın aldı ve Çanakkale'ye döndü. Tüccar bankaya gittiğinde, veznedar paranın sahte olduğunu ve üzerindeki farklı yazıyı fark etti. Olay kısa sürede duyuldu ve Şehzade Abdulhalim Efendi'nin kulağına kadar ulaştı.
Şehzade, durumu öğrendikten sonra lalasını tüccara göndererek lastiklerin bedelini altın olarak ödedi ve bu efsanevi banknotu aldırdı.
Kut'ül Ammare'de Son Görev
Çanakkale'deki görevinin ardından Mehmet Muzaffer, artık yüzbaşı rütbesiyle Irak Cephesi'ne sevk edildi. Kut'ül Ammare Kuşatması sırasında 9. Alay'da görev alan bu cesur subay, 9 Nisan 1916'da II. Felahiye Muharebesi'nde boynundan aldığı kurşunla şehit oldu.
Son Anında Bile Düşündüğü Değerler
Mehmet Muzaffer'in şehadetinin en dokunaklı yanı, son anlarında yaşadıklarıdır. Yaralı haldeyken cebinden çıkardığı zarf üzerine kendi kanıyla iki not yazdı:
- "Kıble ne yöndedir?"
- "Bölük intikamımı alsın."
Bu zarf, 6. Alay Komutanı Halil Kut Paşa tarafından müzeye gönderilerek koruma altına alındı.
Bir Kahramanın Mirası
Yüzbaşı Mehmet Muzaffer'in hikayesi, sadece askeri başarılarla değil, insan sevgisi ve yaratıcılığıyla da hatırlanmayı hak ediyor. 100'lük banknot hikayesi, o dönemde yaşanan zorluklara rağmen Osmanlı subaylarının ne kadar fedakar ve yaratıcı olduğunu gösteriyor.
Sonuç
Tarihin derinliklerinde kalan bu tür hikayeler, geçmişimizi anlamamız ve değerlerimizi hatırlamamız açısından son derece önemlidir. Mehmet Muzaffer gibi kahramanların yaşadıkları, bugün bizlere ilham vermeye devam etmektedir.
Bu yazı, İsmail Bilgin'in "Kut'ül Amare Son Osmanlı Zaferi" (Timaş Yayınları, 2013) eserinden faydalanılarak hazırlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Çanakkale Savaşı, Kut'ül Ammare, Yüzbaşı Mehmet Muzaffer, Osmanlı tarihi, 100'lük banknot hikayesi, Türk kahramanları, askeri tarih
0 Yorumlar