Türk havacılık tarihinde unutulmaz bir isim olan Vecihi Hürkuş, 1930'lu yıllarda gerçekleştirdiği çalışmalarla ülkemizin sivil havacılık alanındaki ilk adımlarını atmıştır. Bu yazıda, Türkiye'nin ilk sivil uçağı VECİHİ XIV'ün yapım sürecinden uluslararası sertifikasyon macerasına kadar uzanan olağanüstü hikayeyi keşfedeceksiniz.
Kadıköy'de Başlayan Büyük Rüya
1930 yılında Vecihi Hürkuş, Kadıköy'de mütevazı bir keresteci dükkânını kiralayarak Türkiye havacılık tarihinin en önemli projelerinden birine imza attı. Sadece üç ay gibi kısa bir sürede, kendi tasarımı olan VECİHİ XIV uçağını tamamladı. Bu uçak, Türkiye'nin ilk sivil uçağı olma özelliğini taşıyordu.
İlk Uçuş: Tarihi Bir An
27 Eylül 1930 tarihinde Kadıköy Fikirtepe'de gerçekleşen ilk uçuş, Türk havacılık tarihinin dönüm noktalarından biri oldu. Büyük bir kalabalık ve basın mensuplarının şahitlik ettiği bu tarihi anда, Vecihi Hürkuş hayalini gerçeğe dönüştürdü.
İlk başarılı uçuşun ardından, 30 Eylül 1930'da Göztepe'den Yeşilköy'e olan uçuş gerçekleştirildi. Bu uçuşları takiben, cesur pilot uçağıyla Ankara'ya kadar uzanan bir yolculuk yaparak, yerli uçağın kapasitesini kanıtladı.
Bürokrasinin Zorlu Sınavı
Uçağın başarılı performansına rağmen, Uçabilirlik Sertifikası alma süreci beklenenden çok daha zorlu geçti. İktisat Bakanlığı'na yapılan başvuru, 14 Ekim 1930'da şaşırtıcı bir cevapla karşılandı: "Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir."
Bu yanıt, o dönemde Türkiye'nin havacılık alanındaki teknik eksikliklerini gözler önüne seriyordu. Ancak Vecihi Hürkuş, bu engeli aşmak için cesur bir karar aldı.
Çekoslovakya'ya Uzanan Yolculuk
Uçabilirlik sertifikası almak için Hürkuş, uçağını parçalara ayırarak demiryolu vagonu ile Çekoslovakya'ya gönderme kararı aldı. Bu olağanüstü girişim, Türk mühendislik azmi ve kararlılığının en güzel örneklerinden biriydi.
6 Aralık 1930'da Prag'a varan Hürkuş, uçağının gelmesini bekledi. Uçak geldiğinde, kapsamlı bir değerlendirme süreci başladı:
- Statik raporlar Çekçe'ye çevrildi
- Uçak yeniden monte edildi
- Malzeme ve teknik kontroller yapıldı
- Çeşitli uçuş testleri gerçekleştirildi
Zafer ve Onur
23 Nisan 1931 - tam da ulusal egemenlik gününde - Çekoslovakyalı yetkililer, yerel bir gazinoda özel bir tören düzenlediler. "Yaşasın Türk Tayyareciliği" yazılı pankartla onurlandırılan Vecihi Hürkuş, nihayet uçuş müsaadesini aldı.
25 Nisan 1931'de Çekoslovakya'dan havalanarak yurda dönüş yolculuğuna başlayan kahraman pilot, 5 Mayıs 1931'de Türkiye topraklarına ayak bastı. Bu dönüş, sadece bir uçağın değil, Türk havacılığının uluslararası onayını simgeliyordu.
Türk Havacılığının Kilometre Taşı
Vecihi Hürkuş'un bu başarısı, Türkiye'nin havacılık alanındaki özgüven kazanmasında kritik bir rol oynadı. VECİHİ XIV projesi:
- Türk mühendislik becerisini dünyaya kanıtladı
- Sivil havacılığın gelişimi için zemin hazırladı
- Gelecek nesil havacılık mühendislerine ilham verdi
- Ülkemizin teknolojik bağımsızlık yolculuğunda önemli bir adım oldu
Sonuç
Vecihi Hürkuş'un VECİHİ XIV ile yaşadığı bu macera, sadece bir uçak hikayesi değil, aynı zamanda Türk milletinin azim, kararlılık ve yenilikçi ruhunun hikayesidir. Kadıköy'deki mütevazı keresteci dükkânından Çekoslovakya'nın gökyüzüne uzanan bu yolculuk, bugün hala havacılık tarihimizin en gurur verici sayfalarından birini oluşturmaktadır.
Bu öncü çalışma, günümüz Türk havacılık endüstrisinin temellerini atan değerli mirası temsil eder ve gelecek nesillere ilham vermeye devam eder.

0 Yorumlar