Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Tarihin Garip Sayfalarından: Celal Bayar'ın "Köpek Davası"

Türk siyasi tarihinin en ilginç ve tartışmalı dönemlerinden biri olan 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında, sadece siyasi suçlamalar değil, oldukça beklenmedik davalar da gündeme geldi. Bunların en dikkat çekici olanlarından biri, 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın karıştığı ve kamuoyunda "Köpek Davası" olarak anılan olaydı.

Olayın Başlangıcı: Afgan Kralı'nın Hediyesi

1959 yılında, dönemin Afganistan Kralı tarafından Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a özel bir hediye verildi: değerli bir tazı köpeği. Bu tür diplomatik hediyeler, devletler arası ilişkilerde oldukça yaygın bir gelenek olmasına rağmen, bu köpeğin akıbeti beklenmedik bir hukuki sürecin başlangıcı olacaktı.

Satış Kararı ve Gerekçesi

Bayar, kendisine hediye edilen köpeği İstanbul Hayvanat Bahçesi'ne satma kararı aldı. Bu kararın arkasında yatan neden oldukça insani ve hayırseverlikle doluydu: satıştan elde edilecek gelirle İzmir köylerinde çeşme yaptırmak istiyordu.

Bilirkişiler tarafından değeri bin lira olarak belirlenen köpek, 20 bin liraya hayvanat bahçesine satıldı. Bu durumun normal görünmesine rağmen, darbe sonrası atmosferde her türlü işlem büyüteçle inceleniyordu.

Yargılanma Süreci

14 Ekim 1960 tarihinde, 27 Mayıs darbesi sonrası kurulan özel mahkemede Bayar bu satış nedeniyle yargılandı. Mahkeme başkanı Salih Başol, köpeğin hayvanat bahçesine karşılıksız verilmesi gerektiği konusunda ısrarcıydı.

Bayar'ın Savunması

Celal Bayar, mahkemede yaptığı savunmada önemli noktalar vurguladı:

  • Daha önce farklı devlet başkanları tarafından verilen hediye hayvanları karşılıksız olarak hayvanat bahçesine verdiğini
  • Ancak bu köpeğin kendisine şahsen hediye edildiği için farklı değerlendirdiğini
  • Satıştan elde edilen paranın tamamen milletin hayrına kullanılacağını

Mahkeme Başkanının İddiaları

Divan Başkanı Salih Başol, durumu farklı perspektiften değerlendiriyordu. Ona göre köpek, "20 bin liranın temini için bir formül olarak kullanılmış" bir araçtı. Ayrıca köpeğin bakım masrafları ve Afganistan'dan Türkiye'ye nakliye ücretleri konularında da sorular yöneltti.

Bayar'ın Duygusal Tepkisi

Mahkeme sürecinde Celal Bayar'ın verdiği en çarpıcı cevap, durumun kendisi için ne kadar zor olduğunu gösteriyordu:

"Ben heyeti muhtereminizden rica ediyorum. Bütün mesuliyeti benim üzerime bırakınız. Zaten buraya bu meseleden dolayı gelişim benim için kafi bir azap ve işkencedir."

Davanın Sonu ve Sonuçları

24 Ekim 1960'ta görülen dördüncü celsede, "Köpek Davası"nın Anayasayı ihlal davasıyla birleştirilmesine karar verildi. Yassıada Mahkemesi tarafından 15 Eylül 1961'de idama mahkum edilen Celal Bayar'ın cezası daha sonra müebbet hapse çevrilerek Kayseri Bölge Cezaevi'ne nakledildi.

Tarihi Perspektif

Bu olay, 1960'lı yılların siyasi atmosferini anlamak açısından oldukça önemli ipuçları veriyor. Bir köpeğin satışının bile mahkeme konusu olması, dönemin ne kadar gergin ve her türlü eylemin siyasallaştırıldığı bir dönem olduğunu gösteriyor.

"Köpek Davası", Türk siyasi tarihinin en ilginç footnote'larından biri olarak kalmaya devam ediyor. Bu olay, büyük siyasi dönüşümlerin nasıl en küçük detayları bile etkileyebildiğinin somut bir örneği olarak tarihteki yerini koruyor.


Bu yazı, 14 Ekim 1960 tarihli mahkeme tutanaklarından hareketle hazırlanmıştır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar