Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Ali Kemal'in Trajik Sonu: Boris Johnson'un Dedesinin İzmit'teki Ölümü


6 Kasım 1922, Türk tarihinin en tartışmalı olaylarından birine sahne oldu. Peyam-ı Sabah gazetesinin başyazarı Ali Kemal, İstanbul'dan kaçırılarak İzmit'e götürüldü ve burada linç edilerek hayatını kaybetti. Bu olay, yıllar sonra İngiltere'nin eski başbakanlarından Boris Johnson'un dedesi olduğu ortaya çıkan Ali Kemal'in çelişkilerle dolu yaşamının acı sonuydu.

Ali Kemal Kimdir?

1868 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Ali Kemal, sadece bir gazeteci değil, aynı zamanda eğitimci ve siyaset adamı olarak tanınan çok yönlü bir figürdü. Ancak onun asıl ününü, İstanbul'un işgal altında bulunduğu yıllarda Kuva-yi Milliye karşıtı tutumu ve işgalci güçler lehine kaleme aldığı yazılar oluşturdu.

Ali Kemal'in siyasi duruşu, dönemin en hassas meselelerinde her zaman tartışmalı tarafta yer almasına neden oldu:

  • Paris'teki Jön Türkleri Sultan II. Abdülhamit'e ihbar etmesi
  • Mustafa Kemal'in ordudan azledilmesi için girişimlerde bulunması
  • İngiliz Muhipler Derneği'nin kurulmasına destek vermesi
  • Türkiye için manda yönetimini savunması

"Şu Çılgın Türkler" Kitabında Ali Kemal

Turgut Özakman'ın ünlü eseri "Şu Çılgın Türkler"de Ali Kemal'in dönemin atmosferi içindeki konumu çarpıcı bir şekilde anlatılıyor. Kitapta, Ali Kemal'in İngiliz ajanı Rahip Frew'in adamı Sait Molla ile olan diyaloğu, onun düşünce yapısını ve beklentilerini gözler önüne seriyor.

Ali Kemal, Ankara hareketini küçümseyen ve İngilizlerle kalıcı bir anlaşma yapılması gerektiğini savunan yazılarıyla dikkat çekiyordu. Milli Mücadele'yi "çılgınlık" olarak nitelendiren ve bu hareketin başarısız olacağına inanan Ali Kemal, "Bu çılgınların iki atımlık barutları vardı, ikisini de kullandılar bitti" sözleriyle tarihe geçmiştir.

İzmit'teki Son Günler

6 Kasım 1922'de İstanbul'dan kaçırılan Ali Kemal, İzmit'e getirildiğinde yapılan sorgulamada beklenmedik bir tavır sergiledi. Adaletin karşısına çıkmaya hazır olduğunu belirten Ali Kemal, bundan sonra Mustafa Kemal'in milli davası için çalışacağını söyledi.

Ancak bu son dakika pişmanlığı onu kurtaramadı. 1. Ordu Kumandanı Nurettin Paşa'nın tertiplediği iddia edilen bir senaryoyla, Ali Kemal halk tarafından linç edilerek öldürüldü. Bu olay, Türkiye'nin en karanlık ve tartışmalı tarihi olaylarından biri olarak kayıtlara geçti.

Tarihsel Değerlendirme

Ali Kemal'in hikayesi, bir dönemin siyasi çalkantılarının ve toplumsal öfkenin trajik bir yansımasıdır. Milli Mücadele karşıtı tutumu ve işgal güçleri lehine yazdığı yazılar, dönemin koşullarında affedilemez bir ihanet olarak algılandı.

Bugün geriye dönüp baktığımızda, Ali Kemal olayı bize şunları hatırlatıyor:

  1. Siyasi tercihler ve sonuçları: Her dönemde, ülkenin geleceğine dair yapılan tercihler büyük sonuçlar doğurabilir
  2. Adaletin önemi: Linç adaletsizliğin en vahim örneğidir ve hiçbir koşulda meşru görülemez
  3. Tarihten ders çıkarma: Geçmişteki olaylar, bugünün siyasi kültürünü şekillendirmelidir

Sonuç

Ali Kemal'in ölümü, yıllar sonra torunu Boris Johnson'un İngiltere Başbakanı olmasıyla yeniden gündeme geldi. Bu ilginç aile bağı, tarihin bazen nasıl beklenmedik bağlantılar kurduğunu gösteriyor.

Ali Kemal olayı, Türk tarihinin en tartışmalı sayfalarından biri olmaya devam ediyor. Bu olay, hem dönemin siyasi atmosferini anlamak hem de adalet ve hukuk devleti ilkelerinin önemini kavramak açısından üzerinde düşünülmesi gereken bir vakadır.


Not: Bu yazı, tarihi bir olayı objektif bir şekilde aktarmayı amaçlamaktadır. Linç gibi şiddet içeren eylemler, hiçbir koşulda haklı gösterilemez.

Yorum Gönder

0 Yorumlar