1924 Yılının Anlamlı Buluşması
1924 yılının yaz ayları, genç Cumhuriyet için özel bir anlam taşıyordu. Gazi Mustafa Kemal, ülkenin dört bir yanını kapsayan kapsamlı bir yurt gezisine çıkmış, halkla doğrudan temas kurarak yeni Türkiye'nin temellerini güçlendirmeye çalışıyordu. Bu gezinin en önemli duraklarından biri de Samsun oldu.
22 Eylül 1924 günü, Samsun'da öğretmenler şerefine verilen bir çay ziyafeti düzenlendi. Bu toplantı, sadece bir nezaket ziyareti değil, aynı zamanda Cumhuriyet'in eğitim vizyonunun ortaya konduğu tarihi bir an olacaktı.
Aydın Beyinlerle Buluşma
Atatürk, konuşmasına içten bir teşekkürle başladı:
"Muhterem hanımlar, muhterem beyefendiler. Bu çay ziyafetini hazırlayanlara sureti mahsusada teşekkür ederim, bu vesile beni Samsun'un çok aydın çevresinde bulundurmuş oldu; dimağları ilim ve fen ile bezenmiş değerli insanlardan mürekkep bir topluluğun huzurunda bulunmakla pek mesut etti."
Bu sözler, Atatürk'ün öğretmenlere ve eğitime verdiği değerin açık bir göstergesiydi. "Dimağları ilim ve fen ile bezenmiş" ifadesi, öğretmenleri sadece meslek sahibi insanlar olarak değil, toplumun aydınlanmasında öncü rol oynayan değerli bireyler olarak gördüğünü ortaya koyuyordu.
Çağın Ötesinde Bir Vizyon: İlim ve Fen Vurgusu
Yaklaşık beş sayfa süren konuşmanın en çarpıcı ve kalıcı bölümü şu sözlerle geldi:
"Efendiler; dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit, ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir."
Bu Sözlerin Derin Anlamı
Atatürk'ün bu konuşmasında vurguladığı temel prensipler şunlardır:
İlim ve Fen Evrenselliği: Her alanda, maddi ve manevi tüm konularda rehberimizin ilim ve fen olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu yaklaşım, bilimin sınırlarını genişleten, onu sadece fiziksel dünyayla sınırlamayan bir bakış açısıdır.
Batıl İnançlara Karşı Duruş: "İlim ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir" sözleri, toplumda yaygın olan hurafelerden ve bilim dışı yöntemlerden uzak durulması gerektiğinin net bir ifadesidir.
Muvaffakiyet Formülü: Başarının yolunun ancak bilim ve bilimsel düşünceden geçtiği mesajı verilmiştir. Bu, 1924 gibi erken bir tarihte, modernleşme yolunda atılan kararlı adımların göstergesidir.
Öğretmenlere Biçilen Misyon
Atatürk'ün bu konuşmayı öğretmenlerle yapması tesadüf değildi. Cumhuriyet'in mimarı, ülkenin geleceğini şekillendirecek nesilleri yetiştiren öğretmenleri, toplumsal dönüşümün anahtarı olarak görüyordu.
Öğretmenler, sadece okuma-yazma öğreten kişiler değil, aynı zamanda:
- Bilimsel düşünceyi yayanlar
- Akıl ve mantığı esas alan bir nesil yetiştiren rehberler
- Cumhuriyet değerlerini aktaran elçiler olarak konumlandırılmıştı
Günümüze Işık Tutan Sözler
Atatürk'ün 1924'teki bu konuşması, tam 100 yıl sonra bile güncelliğini korumaktadır. Bilimsel düşüncenin önemini vurgulayan, akla ve mantığa dayalı bir yaşam felsefesini savunan bu sözler, bugün de toplumumuza yol göstermeye devam etmektedir.
Özellikle bilgi kirliliğinin yaygın olduğu, sosyal medyada her türlü bilginin dolaştığı günümüzde, "en hakiki mürşit ilimdir, fendir" sözü daha da önem kazanmaktadır.
Sonuç
22 Eylül 1924'te Samsun'da yapılan bu konuşma, sadece o günün öğretmenlerine değil, tüm kuşaklara seslenmiştir. Em Korgeneral Dr Sıtkı Aydınel'in Atatürk Araştırma Dergisi'nin Ocak 2008 sayısında aktardığı bu değerli belge, Cumhuriyet'in kurucu felsefesini ve eğitime verilen önemi gözler önüne sermektedir.
Atatürk'ün vizyonu açıktı: Bilime, akla ve mantığa dayanan, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış bir Türkiye. Bu hedefe ulaşmanın yolu ise eğitimden, öğretmenlerden ve her şeyden önce ilim ve fenden geçiyordu.
Bu yazı, Em Korgeneral Dr Sıtkı Aydınel'in Atatürk Araştırma Derneği (ADD) Aylık Düşün Dergisi'nin Ocak 2008 sayısının 35. sayfasında yer alan "Gazi Mustafa Kemal'in Samsun Öğretmenleri ile Konuşması" başlıklı makalesinden esinlenerek hazırlanmıştır.
0 Yorumlar