Giriş
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün modernleşme hamleleri arasında, din ve dil konularındaki yaklaşımı özel bir yer tutar. 1925 yılında aldığı bir karar, hem dini anlayış hem de Türkçenin gelişimi açısından milestone niteliğinde bir adım olmuştur: Kur'an-ı Kerim'in Türkçe meal ve tefsirinin hazırlatılması.
50.000 Liralık Tarihi Yatırım
1925 yılında Atatürk, kendi cebinden 50.000 lira ayırarak Elmalılı Hamdi Yazır'a önemli bir görev verdi. Bu görev, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe mealini ve kapsamlı tefsirini hazırlamaktı. O dönem için oldukça büyük bir meblağ olan bu yatırım, Atatürk'ün konuya verdiği önemi açıkça göstermektedir.
Kazım Karabekir Paşa ile Tarihi Diyalog
Bu karar, dönemin önemli askeri ve siyasi figürlerinden Kazım Karabekir Paşa'nın itirazıyla karşılaştı. Falih Rıfkı Atay'ın "Atatürkçülük Nedir?" eserinde aktardığı bu diyalog, Atatürk'ün pragmatik ve çözüm odaklı yaklaşımını net bir şekilde ortaya koyar:
Kazım Karabekir Paşa: "Kur'ân-ı azimüşşan Türkçe'ye çevrilemez, Paşa Hazretleri!"
Gazi Paşa: "Niçin çevrilemez efendim? Bu sözünüz Kur'ân'ın manası yoktur, demektir."
Bu yanıt, Atatürk'ün konuya olan bakış açısını özetler niteliktedir. Ona göre, eğer Kur'an çevrilemiyorsa, bu onun anlamsız olduğu sonucunu doğurur ki bu da kabul edilemez bir durumdur.
"Elif Lam Mim" Tartışması ve Çözüm Önerisi
Diyalogda dikkat çeken kısım, huruf-u mukattaa (Kur'an'ın bazı surelerinin başındaki gizemli harfler) konusundaki yaklaşımdır:
Kazım Karabekir: "Hayır efendim ama mesela elif – lam – mim… ne diyeceğiz buna?"
Gazi Paşa: "Ne demektir elif – lam – mim?"
Karabekir: "Meçhul efendim."
Gazi Paşa: "Öyle ise karşısına bir sıfır koyar çevirmeye devam edersiniz."
Bu yanıt, Atatürk'ün pratik zekasını ve çözüm odaklı düşünce yapısını gösterir. Bilinmeyen veya anlamı meçhul olan kısımlar için bile bir çözüm yolu önermektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır'ın Rolü
Elmalılı M. Hamdi Yazır, dönemin en saygın İslam alimlerinden biriydi. Atatürk'ün bu önemli görevi ona vermesi, hem bilimsel yetkinliği hem de güvenilirliği açısından isabetli bir tercihti. Yazır'ın hazırladığı "Hak Dini Kur'an Dili" adlı tefsir, Türkçe tefsir literatüründe önemli bir yere sahiptir.
Modernleşme ve Din Anlayışı
Bu girişim, Atatürk'ün din konusundaki yaklaşımını anlamak açısından önemli ipuçları verir:
- Akılcılık: Dini metinlerin anlaşılabilir olması gerektiğine inanıyordu
- Pragmatizm: Sorunlara pratik çözümler arayışı içindeydi
- Modernleşme: Toplumun ana dilinde dini kaynaklara erişimi destekliyordu
- Bilimsellik: İşi ehline emanet etme yaklaşımını benimsiyordu
Sonuç ve Tarihsel Önemi
1925 yılındaki bu karar ve beraberinde yaşanan diyalog, Türkiye'nin modernleşme sürecinin din-dil ilişkisi açısından önemli bir anını oluşturmaktadır. Atatürk'ün "çevrilemiyorsa manası yoktur" yaklaşımı, pragmatik liderlik anlayışının bir yansımasıdır.
Bu tarihi olay, günümüzde de geçerliliğini koruyan bazı sorular gündeme getirir: Dini metinlerin çevrimi ne derece mümkündür? Anlam kaybı yaşanır mı? Bu sorular, o dönemde olduğu gibi bugün de tartışılmaya devam etmektedir.
Kaynak: Falih Rıfkı Atay, "Atatürkçülük Nedir?", Pozitif Yayınları, 2019, s. 38
Bu makale, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Atatürk'ün din ve modernleşme konularındaki yaklaşımını tarihsel bir diyalog üzerinden incelemektedir.
0 Yorumlar