Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

İçimdeki Çığlık: Suskunluktan İsyana Uzanan Yolculuk

 

Sussun Herkes Şiiri - Mahmut Koç

Sigarayı bıraktım,

Saçım sakalım da ağardı,

Kafam darma duman,

İsyanlardayım,

Yüreğim nefret kusuyor...


İçimde bir çığlık,

Yüreğimde bir sızı,

Hayat korkutmuyor artık beni,

Ağlamak mı? Asla,

Susmak mı? Asla,

Hangi kurşun? Hangi silah?

Bastırıp susturabilir ki bu çığlığı...


Sus deme bana artık,

O kadar çok sustum ki ben...

Yüreğim haykırdı,

Dağlar yankılandı,

Beni benden başkası duyamadı,

Beni benden başkası bir türlü anlayamadı...


Susturamaz artık hiçbir zalim beni,

Kurşun olsa bastıramaz içimde ki çığlığı,

Herkes sussun,

Yalnız ben konuşacağım...


Sussun herkes,

Dursun dünya,

Başım dönüyor...

İçimde haykıran biri var,

Ölüm yanı başımda, beni sarıyor...

Mahmut Koç

30.11.2020 Pazartesi


Uzun bir aradan sonra yeniden şiir yazmak geldi içimden. Çok değerli okuyucularıma, sevgili üniversite arkadaşlarıma ve yüreği kırgın olan herkese gelsin...

Sessizliğin Ardında Gizlenen Fırtına

Hayatın bize dayattığı sessizlikler vardır. Bazen o kadar uzun süre susarız ki, içimizdeki ses kısılır, nefesimiz tıkanır. Ama gelir bir an, artık dayanamayız. O an geldiğinde, yıllarca biriktirdiğimiz tüm sözler, tüm isyanlar, tüm acılar tek seferde dışarı çıkmak ister.

Zamanın İzleri: Ağaran Saçlar, Değişmeyen Ruh

Yaşlandıkça sadece fiziksel görünümümüz değişmez. Saçlarımız ağarır, yüzümüzde çizgiler belirirken, içimizdeki o genç ruhun ateşi hiç sönmez. Belki de tam tersine, yaşadıklarımızın ağırlığıyla bu ateş daha da alevlenir. Her geçen gün, her yaşanan hayal kırıklığı, içimizdeki isyan ruhunu besler.

Korku mu? Hayır, Artık Değil

Gençliğimizde hayattan korkarız. Yanlış yapmaktan, yargılanmaktan, dışlanmaktan çekiniriz. Ama bir yaşa gelirsiniz ki, korkunun yerini başka duygular alır. Artık kaybedeceğiniz şeylerin değil, söyleyemediklerinizin ağırlığı basar üzerinize. Bu dönemde insan kendini bulur, gerçek sesini keşfeder.

Suskunluğun Bedeli: Yalnızlık

En acı gerçeklerden biri, uzun süre sustuğumuzda etrafımızdakilerin bizi anlamamasıdır. Yıllarca içimize attığımız sözler, bastırılan duygular, zamanla bizi yalnızlaştırır. "Beni benden başkası anlayamadı" cümlesi, modern insanın en büyük trajedisidir belki de.

İçsel Çığlıkların Dili

İçimizde haykıran ses her zaman dışarıya yansımaz. Bazen en sessiz görünen insanların içinde en büyük fırtınalar kopar. Bu fırtınalar:

  • Yıllarca söyleyemediğimiz sözlardan doğar
  • Haksızlıklara karşı biriken öfkeden beslenir
  • Anlaşılmama acısından güç alır
  • Gerçek benliğimizi gizleme yorgunluğundan kaynaklanır

Değişim Anları: Sigarayı Bırakmak Gibi

Hayatta bazı kararlar semboliktir. Sigarayı bırakmak sadece bir bağımlılıktan kurtulmak değil, aynı zamanda eski yaşamdan kopuşun da işaretidir. Bu tür kararlar, içsel değişimin başlangıcını müjdeler. Artık eskisi gibi olmayacağımızın, farklı seçimler yapacağımızın habercisidir.

İsyanın Meşruiyeti

Toplum bize boyun eğmeyi, sesimizi çıkarmamayı öğretir. Ama gelir bir zaman, bu öğretilerin sorgulanması gerekir. İsyan etmek her zaman yıkıcı değildir; bazen kendimizi korumak, değerlerimizi savunmak için gereklidir.

Sessizliği Bozan Cesaret

"Sus deme bana artık" demek büyük cesaret ister. Bu cümle:

  • Geçmişle hesaplaşmayı simgeler
  • Geleceğe dair umut taşır
  • Kendini kabul ettirme kararlılığını gösterir
  • Özgürlük arayışının başlangıcıdır

Yalnızca Ben Konuşacağım: Bireyselliğin Keşfi

Toplu sessizliğin içinde tek ses olmak zordur ama gereklidir. Herkesin sustuğu ortamda konuşmak, sadece cesaret değil, aynı zamanda sorumluluk işidir. Belki de sessiz kalanların söyleyemediklerini dile getirmek, onların temsilcisi olmaktır.

Ölümün Gölgesinde Yaşamak

Ölüm bilinci insanı özgürleştirici bir güçtür. Sınırlı zamanımız olduğunu bilmek, gereksiz sessizlikleri sona erdirmeye iter bizi. "Ölüm yanı başımda" farkındalığı, hayatı daha yoğun yaşama iradesini doğurur.

Sonuç: İçimizdeki Sesi Dinlemek

Bu yazının sonunda şunu söyleyebiliriz: İçimizdeki çığlığı susturmaya çalışmak yerine, ona kulak vermeliyiz. Bu ses bizim en gerçek yanımızdır. Onu dinlemek, anlamak ve gerektiğinde dışarıya yansıtmak, ruhsal sağlığımız için elzemdir.

Unutmayalım ki, sussturulan sesler bir gün mutlaka haykırır. Bu haykırış bazen şiir olur, bazen isyan, bazen de sadece "artık yeter" der geçer.


Bu yazı, içsel sesimizi dinleme ve kendimize sahip çıkma üzerine düşüncelerimi içeriyor. Sizin de benzer deneyimleriniz varsa, yorumlarda paylaşmaktan çekinmeyin.

ESER YAZAR ADINA TESCİLLİDİR.
Her ne suretle olursa olsun kullanımı kesinlikle yasaktır. Kısmende olsa hiçbir şekilde yayınlanamaz, çoğaltılamaz, hangi kanalla olursa olsun dağıtılamaz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar