Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Mustafa Kemal'in Harbiye Yılları: Bir Liderin Doğuşu

Türk tarihinin en önemli simalarından Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatında dönüm noktalarından biri hiç şüphesiz Harbiye yıllarıdır. 1899-1902 yılları arasında geçirdiği bu dönem, sadece askeri eğitimini tamamladığı değil, aynı zamanda gelecekteki liderlik özelliklerinin şekillendiği kritik yıllar olmuştur.

Harbiye'ye Giden Yol

1898 yazında Manastır İdadisi'ni başarıyla tamamlayan genç Mustafa, artık 17-18 yaşlarında kendine güvenen, öğrenme tutkusu olan ve ileriye dönük hedefleri bulunan bir gençti. Okuma sevgisi ve düşünce gücüyle dikkat çeken bu genç adam, dengeli kişiliğiyle Harp Okulu için ideal bir aday profili çiziyordu.

1899 yılında İstanbul'a gelen Mustafa Kemal, artık bir Harbiyeli olmuştu. Ancak bu sadece askeri bir eğitime başlamak anlamına gelmiyordu. Manastır İdadisi'nde aldığı hürriyet fikirleri ve memleket meseleleriyle ilgili bilinç, onu sadece bir subay olarak değil, aynı zamanda vatan ve özgürlük duygularıyla donanmış bir kişi olarak yetiştirecekti.

Harbiye'deki İlk Yıllar ve Gelişim

Mustafa Kemal'in kendi ifadelerine göre, Harbiye'deki ilk yılı oldukça zorlu geçti. Kendini derslere veremediği bu dönemde konsantrasyon problemi yaşasa da, sınavları başarıyla geçerek sınıf atladı. Bu erken zorluk, onun karakter gelişiminde önemli bir deneyim oldu.

İkinci sınıfa geçtiğinde durum tamamen değişti. Artık derslerine odaklanabilen genç Mustafa, akademik başarısını istikrarlı bir şekilde artırmaya başladı. Bu dönemde sadece askeri konularda değil, aynı zamanda güzel yazı yazma ve hitabet konularında da kendini geliştirdi.

Mezuniyet Başarısı

Harbiye'nin son sınıfında Mustafa Kemal'in performansı zirveye ulaştı. Üçüncü ve son sınıfı bitirdiğinde, 459 öğrenci arasından 8. sırada yer alarak kayda değer bir başarı elde etti. 10 Şubat 1902 tarihinde, 1472 sicil numarasıyla teğmen rütbesiyle Harbiye'den mezun oldu. O sırada henüz 21 yaşındaydı.

Annesine Mektup: Gurur ve Sevincin İfadesi

Mezuniyet haberini Selanik'teki annesi Zübeyde Hanım ve üvey babası Ragıp Efendi'ye bildirirken, Mustafa Kemal'in seçtiği kelimeler dikkat çekiciydi. Mektubundaki ifadeler hem ailevi sevgisini hem de haklı gururunu yansıtıyordu. Bu resmi hitabet tarzının arkasında, "Görecekler, neler olacağım" düşüncesinin saf ve mutlu bir yansıması vardı.

Mektupla birlikte gönderdiği fotoğraf ise bu gurur ve mutluluğun somut bir ifadesiydi. Hayatının ilk büyük savaşını kazanmış, istikbalini garantiye almıştı.

Selanik'te Büyük Sevinç

Zübeyde Hanım'ın bu mektubu alıp zarfı açtığında çektiği fotoğrafı gördüğü anın ne kadar duygusal olduğunu tahmin etmek zor değil. Sevinç gözyaşları, bir annenin oğluna duyduğu gururun en samimi ifadesiydi.

Ahmet Subaşı Mahallesi'ndeki ev o gün akrabalar ve komşularla dolup taşmıştı. 21 yıl önce bu mahallede dünyaya gelen çocuk, artık subaylık mertebesine ulaşmış, hem kendi geleceğini garanti altına almış hem de mahallenin gururla andığı bir evlat olmuştu.

Harbiye Yıllarının Önemi

Mustafa Kemal'in Harbiye yılları, sadece askeri eğitim aldığı bir dönem değildi. Bu yıllar, gelecekte kuracağı yeni Türkiye'nin temellerinin atıldığı, liderlik özelliklerinin şekillendiği ve vatan sevgisinin derinleştiği kritik bir süreçti.

Manastır'da filizlenen hürriyet fikirleri, Harbiye'de daha da güçlendi. İstibdat yönetimine karşı duruşu netleşti. Bu dönemde aldığı eğitim ve geliştirdiği perspektif, ileriki yıllarda Türk milletini bağımsızlığa kavuşturacak vizyonun temelini oluşturdu.

Sonuç

Genç Teğmen Mustafa Kemal'in Harbiye'den mezun olduğu o gün, sadece bir askerin değil, gelecekte bir milletin kaderini değiştirecek liderin doğuş anıydı. 21 yaşındaki bu genç subayın hikayesi, kararlılık, çalışkanlık ve vizyon sahibi olmanın önemini göstermektedir.

Harbiye yılları, Atatürk'ün hayat hikayesinin en önemli dönemlerinden biri olarak tarihteki yerini almıştır. Bu dönem, bir liderin nasıl şekillendiğini anlamamız açısından büyük önem taşımaktadır.


Kaynaklar:

  • Tek Adam, Şevket Süreyya Aydemir, Sayfa: 70-73
  • Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Prof.Dr.Utkan Kocatürk, Sayfa:3

Yorum Gönder

0 Yorumlar