Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Diyap Ağa: Milli Mücadelenin Az Konuşan Ama Öz Söyleyen Kahramanı

Türk tarihinin en kritik dönemlerinden biri olan Milli Mücadele yıllarında, pek çok isim cesaretiyle ve fedakarlığıyla öne çıkmıştır. Bu isimlerden biri de Tunceli Milletvekili Diyap Ağa'dır. Türkmen kökenli bir aşiret reisi olan Diyap Ağa, sessiz kişiliği ve kritik anlardaki etkili sözleriyle Türk tarihinde unutulmaz bir yer edinmiştir.

Erzurum Kongresi'nden TBMM'ye Uzanan Yolculuk

Diyap Ağa'nın milli mücadeledeki serüveni Erzurum Kongresi ile başlamıştır. Bu önemli kongre sonrasında Ankara'ya gelerek TBMM Milletvekili olarak görev yapmıştır. Onun en dikkat çeken özelliği, Mustafa Kemal Atatürk'e duyduğu sarsılmaz güven ve tam destekti.

60-65 yaşlarında, göğsüne kadar uzanan ak sakalı ve başındaki poşuyla tanınan Diyap Ağa, keskin bakışları ve iri yapısıyla etkileyici bir kişiliğe sahipti. Ancak onu asıl özel kılan fiziksel görünümü değil, az ama öz konuşma alışkanlığıydı.

Atatürk'ün Güvenini Kazanan Nadir İsimlerden

Cumhuriyet'e giden süreçte Ankara'da pek çok kişi Gazi Mustafa Kemal'in yakın ilgisini kazanamamışken, Diyap Ağa bu hususta oldukça şanslıydı. Atatürk'ün Diyap Ağa'ya gösterdiği özel ilgi, dönemin tanıklarınca sıkça gözlemlenmiştir.

Gazi'nin arabasında onunla yan yana Ankara sokaklarında dolaştığı görülen Diyap Ağa, Mustafa Kemal Paşa'nın her sözüne itibar ettiği, sevdiği ve saydığı nadir kişilerden biriydi. Bu karşılıklı güven ve saygı, milli mücadelenin en zor günlerinde büyük önem taşımıştır.

Sakarya Savaşı Döneminde Tarihi Karar

Sakarya Savaşı öncesinde yaşanan bir olay, Diyap Ağa'nın tarihteki yerini sağlamlaştıran en önemli anlardan biridir. Mustafa Kemal Paşa Başkomutan olarak savaşa katılmak üzere Ankara'dan ayrıldıktan sonra, Bakanlar Kurulu kritik bir konu üzerinde görüşmeler yapmıştır.

Sorun oldukça ciddi idi: Büyük Millet Meclisi'nin düşman baskınına uğrama tehlikesi karşısında Ankara'dan Kayseri'ye taşınması meselesiydi. Bu önemli kararla ilgili milletvekilleri görüşlerini beyan etmişler, çoğunluk Kayseri'ye gitmeme yönünde fikir belirtmişti.

"Lafım Kısadır" Diyen Adamın Tarihi Sözleri

O güne kadar Meclis'te konuşma yapmak için hiçbir zaman el kaldırmamış olan Diyap Ağa, o kritik günde el kaldırıp Meclis Başkan Vekili Dr. Adnan Adıvar'dan söz istemiştir. Bu durum herkesi şaşırtmış, büyük bir merak uyandırmıştır.

Diyap Ağa ağır adımlarla kürsüye yaklaşmış, Meclisi iyice süzdükten sonra "Lafım kısadır" demiştir. Ardından gelen sözler Türk tarihinin en etkili konuşmalarından biri olmuştur:

"Biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga ederek ölmeye mi?"

Bu sözlerden sonra başka hiçbir şey söylemeden kürsüden inmiş, yerine geçmiştir. Meclis alkıştan yıkılacak gibiydi. Bu kısa ama son derece etkili konuşma, Meclis'in Ankara'da kalma kararını kesinleştirmiştir.

Milli Mücadelenin Sessiz Kahramanı

Diyap Ağa'nın bu tarihi konuşması, onun karakterini mükemmel şekilde yansıtmaktadır. Az ama öz konuşan, kritik anlarda doğru sözü söyleyebilen, cesur ve kararlı bir liderdi. Düşmana karşı göğsünü siper eden, beynini kurtuluş çarelerine adayan yiğit insanlardan biriydi.

Onun Milli Mücadele'ye olan bağlılığı ve Atatürk'e duyduğu güven, Türk tarihinin en zor döneminde önemli bir destek olmuştur. Bugün onu çoğunlukla Atatürk'le çekilen fotoğraflarından hatırlasak da, asıl değeri kritik anlardaki duruşu ve sözleriyledir.

Sonuç

Diyap Ağa, Türk tarihinde sessiz ama etkili liderlerin en güzel örneklerinden biridir. Onun "Biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga ederek ölmeye mi?" sorusu, sadece o dönem için değil, her dönem için geçerli olan bir duruş sergilemiştir.

Milli mücadelenin bu sessiz kahramanı, az konuşup çok iş yapan, kritik anlarda doğru kararı veren liderlik örneği olarak hatırlanmaya devam edecektir. Onun mirası, cesaret, kararlılık ve vatanseverlik değerleriyle yaşamaya devam etmektedir.


Bu yazı, Sn. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tarakçı'nın "Duruş" isimli eserinden (Hiperlink Yayınları, Eylül 2010, s.119-120) yararlanılarak hazırlanmıştır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar