Giriş
29 Mayıs 1453 tarihi, sadece Osmanlı İmparatorluğu için değil, tüm dünya tarihi için bir dönüm noktasıdır. Bu tarihte genç Sultan II. Mehmed'in ordularının Konstantinopolis'i fethetmesi, Orta Çağ'ın sona erdiğini ve Yeni Çağ'ın başladığını simgeler. Peki bu büyük zafer nasıl kazanılmıştı? İstanbul'un fethi sürecinde yaşananları ve bu tarihi olayın detaylarını birlikte inceleyelim.
Sultan Mehmed'in Strateji Planı
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul kuşatması için oldukça düşünülmüş bir strateji geliştirmişti. Ordusunu üç ana gruba ayırarak kademeli bir saldırı planı hazırlamıştı:
Birinci Grup: Yaşlı askerler ve Hristiyan kökenli askerlerden oluşan yaklaşık 50.000 kişilik birlik
İkinci Grup: Müslüman köylüler ve azaplardan oluşan 50.000 kişilik ana savaşçı birliği
Üçüncü Grup: Elite yeniçeri birliklerinden oluşan 50.000 kişilik özel kuvvet
Bu üç kademeli saldırı planı, düşmanı yorarak direncini kırmayı ve en güçlü birlikleri son anda devreye sokarak kesin zaferi elde etmeyi amaçlıyordu.
Tarihi Savaşın Başlangıcı: 29 Mayıs 1453
Sabah Namazı ve Mehter Marşı
29 Mayıs 1453 Salı günü, güneş doğmadan Osmanlı ordusu sabah namazını kıldı. Ardından mehter takımı hücum marşı çalmaya başladı. Bu müzikal ritüel, askerlerin moralini yükseltirken aynı zamanda savunmacılara da Osmanlı gücünü gösteriyordu.
İlk Dalga: Fedakâr Saldırı
Savaşın ilk aşamasında yaşlı askerler ve Hristiyan kökenli askerler görevlendirildi. Bu grubun birincil görevi, surlara merdiven taşımak ve savunma hatlarını test etmekti. İki saat süren bu saldırıda, Bizans askerleri taş ve oklarla karşılık verdi, merdivenleri devirdi.
Bu grupta büyük kayıplar yaşanmasına rağmen, Sultan Mehmed kararlılığını gösterdi. Kaçan askerlerin geri dönmeye zorlanması, ordunun disiplinini ve savaş kararlılığını ortaya koyuyordu.
İkinci Dalga: Ana Savaşçıların Saldırısı
İkinci grup olan Müslüman köylüler ve azaplar, bir buçuk saat boyunca St. Romanos Kapısı çevresinde yoğun bir saldırı başlattı. Bizans savunucular kızgın yağ, Grek ateşi (grejuva), ok ve taş kullanarak direnci sürdürdü.
Bu aşamada da bazı askerler geri çekilmeye başladı, ancak Sultan Mehmed bizzat müdahale ederek askerleri cezalandırdı ve savaşa devam etmeye zorladı.
Zaferin Anahtarı: Yeniçeri Saldırısı
Kerkoporta Kapısı'nın Açılması
Savaşın kaderini belirleyen an, Kerkoporta Kapısı'nın açık kalmasıydı. Bizans İmparatoru Konstantin'in bir gece önceki emriyle karşı saldırı için açılan bu kapı, yaklaşık elli Osmanlı askerinin şehre girmesini sağladı. Bu durum Bizans askerlerinin moralini ciddi şekilde etkiledi.
Büyük Topun Etkisi
Osmanlı'nın büyük topu bu kritik anda ateşlendi ve yeniçeriler için bir geçit açtı. Toz bulutu içerisinde başlayan çarpışmalar sırasında, Osmanlı askerleri gözetleme kulesine girmeyi başardı. Bizans askerleri bu durumu püskürtse de, topun ikinci atışıyla başlayan genel saldırı karşısında dirençleri kırıldı.
Şehrin Düşüşü ve Yağma
Komutan Giustiniani'nin Yaralanması
Cenevizli komutan Giustiniani'nin ağır yaralanması, Bizans savunmasında kritik bir boşluk yarattı. İmparator Konstantin'in ricalarına rağmen tedavi için limana götürülen komutanın yokluğu, Bizans birliklerinde bozguna yol açtı.
Şehrin Ele Geçirilmesi
Güney kesimdeki Piyi Kapısı'nın da düşmesiyle birlikte, Osmanlı askerleri şehrin içine yayıldı. Öğle saatlerinde şehir tamamen ele geçirildi ve üç günlük yağma izni verildi.
Haliç Surlarındaki Son Direniş
Vasileos, Leon ve Alexius burçlarında Giritli denizciler tarafından sürdürülen son direniş, vire (teslim) ile sona erdi. Sultan Mehmed, bu denizcilere evlerine dönme izni vererek merhametini gösterdi.
İmparator Konstantin'in Sonu
İmparator Konstantin'in sonu hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. Çeşitli kaynaklara göre:
- Savaşırken yüzünden ve sırtından aldığı kılıç darbeleriyle öldürüldü
- Kaçışan askerler tarafından ezilerek öldü
- Kendini astı
- Kesik başının Megadük Notaras tarafından tanınarak Müslüman ülkelere gönderildi
Sultan Mehmed'in Zafer Sonrası Davranışları
Ayasofya'da Secde
Sultan Mehmed, St. Romanos Kapısı'ndan (günümüzde Topkapı) şehre girdi. Ayasofya'nın önüne geldiğinde secdeye kapanarak toprağı öptü. Kiliseye sığınan halka zarar vermeyeceğini söyleyerek dışarı çıkmalarını istedi.
Yağmanın Durdurulması
Üç günlük yağma iznine rağmen, Sultan Mehmed yağmanın erken bitirilmesini emretti. Ayasofya'daki mermerleri sökmeye çalışan bir askeri uyararak, şehirdeki binaların artık kendi mülkü olduğunu belirtti.
Galata ve Diğer Gelişmeler
Galata'daki Ceneviz kolonisi, Zağanos Paşa'nın telkinleriyle sakinleştirildi. Vali Giovanni Lomellino, Galata'yı Osmanlılara teslim etti. Paleologos ailesi ve birçok asil, Osmanlı donanmasının yağmayla meşgul olmasından faydalanarak Mora'ya kaçtı.
Esirler ve Fidyeler
Esir alınan 29 Venedikli asil, 800 ila 2000 duka altın fidyeyle serbest bırakıldı. Konstantin'in yeğeni Osmanlı sarayında yaşamaya devam etti ve İslamı seçerek Mesih Paşa adıyla sadrazamlık yaptı.
Sonuç
İstanbul'un fethi, sadece bir şehrin ele geçirilmesi değil, iki kıtayı birleştiren stratejik bir konumun kontrolü anlamına geliyordu. Bu zafer, Osmanlı İmparatorluğu'nun dünya gücü haline gelmesinin temelini attı ve Sultan Mehmed'e "Fatih" unvanını kazandırdı.
29 Mayıs 1453 tarihi, cesaret, strateji ve kararlılığın nasıl tarihi değiştirebileceğinin en güzel örneği olarak tarihteki yerini almıştır. Bu büyük zafer, Türk milleti için gurur kaynağı olmaya devam etmektedir.
Kaynaklar: Tektaş, Uzunçarşılı, Hammer tarih eserleri
Etiketler: İstanbul'un Fethi, Fatih Sultan Mehmed, Osmanıl Tarihi, 29 Mayıs 1453, Konstantinopolis, Türk Tarihi, Yeniçeri, Bizans İmparatorluğu
0 Yorumlar