Osmanlı tarihinin en kararlı padişahlarından biri olan Yavuz Sultan Selim, verdiği sözü mutlaka tutan, aldığı kararları sonuna kadar uygulayan bir hükümdardı. Çaldıran Seferi sırasında yaşanan bu olay, hem Yavuz'un karakterini hem de dönemin asker-komutan ilişkilerini gözler önüne seren önemli bir tarihi anekdottur.
Bayburt Kalesinin Kuşatılması
Çaldıran Seferi'nin kritik anlarında, Bıyıklı Mehmed Ağa kumandasındaki Osmanlı kuvvetleri Bayburt kalesini kuşatma altına almıştı. Ancak günler geçiyor, güçlü kale bir türlü ele geçirilemiyordu. Bu durum, Osmanlı ordusunun ileri harekatını engelliyor ve seferin planlarını sekteye uğratıyordu.
Askeri stratejide zaman faktörünün ne kadar önemli olduğunu bilen Yavuz Sultan Selim, bu gecikmeyi kabul edilemez buluyordu. Padişah, komutanına net ve keskin bir mesaj göndermeye karar verdi.
Padişahın Ultimatomu
Bir akşam, çadırına dönen Bıyıklı Mehmed Ağa'ya Yavuz Sultan Selim'den gelen yazılı bir emir ulaştı. Padişahın mesajı kısa ama son derece açıktı:
"Mertlik ve kahramanlık zamanıdır. Ya kale düşer, ya başın!"
Bu sözler, Yavuz'un karakterini mükemmel şekilde yansıtıyordu. Padişah, dediğini yapan, verdiği sözü tutan bir hükümdardı. Komutanına verdiği bu ultimatom, aynı zamanda Osmanlı ordusunun disiplin anlayışını da gösteriyordu.
Sadık Komutanın Cevabı
Bıyıklı Mehmed Ağa, padişahın bu sert emrini aldığında çaresizlik içinde kalmıştı. Ancak sadık bir komutan olarak, durumu en samimi şekilde ifade etti:
"Din ve devlet uğruna her gayreti göstermekten ve can dahi vermekten kaçınmadığımı bilirsiniz. Velakin, kale pek sağlamdır. Benim başımın düşmesiyle kale düşmez. Cenab-ı Hak, hemen ihsan etsin de, Hünkarın huzuruna alnımız ak varalım."
Bu sözler, hem Mehmed Ağa'nın sadakatini hem de askeri gerçekleri dürüstçe ifade eden karakterini ortaya koyuyordu.
Zaferin Tadı
Ertesi gün, Türk askerleri müthiş bir hücuma kalktı. Belki de padişahın ultimatomu ordunun moralini yükseltmişti. Sonuç olarak, uzun süredir direnen Bayburt kalesi nihayet ele geçirildi.
Zafer haberi Yavuz Sultan Selim'e ulaştığında, padişahın tepkisi çok anlamlıydı. Gülerek şu sözleri söyledi:
"Biz, Bıyıklı'yı zaten bilirdik. Mektubumuz, biraz ağırca düştü. Varın bildirin ki, kendisini vezir ettim."
Liderlik ve İnsan Tanıma Sanatı
Bu olay, Yavuz Sultan Selim'in liderlik anlayışını mükemmel şekilde özetler. Padişah:
- Sonuç odaklıydı: Kale mutlaka alınmalıydı
- Kararlıydı: Verdiği sözü mutlaka tutardı
- İnsan tanırdı: Bıyıklı Mehmed Ağa'nın karakterini biliyordu
- Adalet sahibiydi: Başarıyı ödüllendirmeyi biliyordu
"Mektubumuz biraz ağırca düştü" sözü, aslında padişahın komutanına olan güvenini ve onu tanıdığını gösteriyordu. Yavuz, Mehmed Ağa'nın sadakatini ve yeteneğini biliyordu, sadece harekete geçmesi için bir motivasyona ihtiyacı olduğunu düşünüyordu.
Osmanlı Disiplin Anlayışı
Bu anekdot, Osmanlı ordusunun disiplin anlayışını da gözler önüne serer. Padişahın emri tartışılmaz, ancak sadık komutanlar dürüstçe durumu ifade edebilirdi. Başarı ödüllendirilir, sadakat takdir edilirdi.
Bıyıklı Mehmed Ağa'nın vezirliğe yükseltilmesi, Osmanlı meritokrasisinin bir örneğidir. Başarılı komutanlar, sosyal statülerini yükseltebilir, devlet kademelerinde ilerleyebilirdi.
Sonuç
"Ya kale düşer, ya başın!" sözü, Yavuz Sultan Selim'in kararlılığının sembolü haline gelmiştir. Bu olay, hem bir padişahın liderlik anlayışını hem de Osmanlı askeri kültürünün özelliklerini yansıtan önemli bir tarihi anekdottur.
Tarih, böyle anlarla doludur. Bu hikaye, liderlik, sadakat, kararlılık ve başarının ödüllendirilmesi konularında günümüze de ışık tutmaktadır.
Kaynak: Padişahlar Ansiklopedisi, Cilt 2, s.344
0 Yorumlar