Header Ads Widget

Ticker

6/recent/ticker-posts

Taçlı Begüm'ün Ağıdı: Çaldıran'dan Sonra Bir Annenin Feryadı


İran'ın şahısın, Türkistan'ın hanı,
Mürşid-i kâmilsin, cihanın canı.
Edbi beyim oldu Şahın kurbanı,
Taçlı Begüm sana kurban ağlama.

Taçlı Begüm Hatun'un Çaldıran Savaşı'ndan sonra Şah İsmail'e yazdığı deyiş

Kaynak: Əlisa Nicatın "Dünya Sərkərdələri'' 1995

Tarih bazen savaş meydanlarında yazılır, bazen de bir annenin gözyaşlarında. 1514 yılında Çaldıran Ovası'nda gerçekleşen ve Osmanlı-Safevi mücadelesinin kaderini belirleyen savaş, sadece iki imparatorluğun değil, birçok ailenin de kaderini değiştirdi. Bu acı hikayelerden biri, Taçlı Begüm Hatun'un kaleminden dökülen ve Şah İsmail'e hitaben yazılan deyişte saklıdır.

Çaldıran Savaşı: Bir Dönüm Noktası

23 Ağustos 1514'te Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı ordusu ile Şah İsmail liderliğindeki Safevi kuvvetleri Çaldıran Ovası'nda karşı karşıya geldi. Osmanlı top gücü ve Yeniçeri disiplini karşısında Safevi ordusu ağır bir yenilgi aldı. Bu savaşın yankıları yalnızca siyasi arenada değil, sarayların en mahrem köşelerinde de duyuldu.

Taçlı Begüm Kimdir?

Safevi hanedanının seçkin kadınlarından biri olan Taçlı Begüm Hatun, dönemin siyasi ve sosyal dinamiklerinde önemli bir yere sahipti. Şah İsmail'e olan bağlılığı ve sadakatiyle tanınan Begüm, Çaldıran yenilgisinin ardından yaşanan acıları en derinden hisseden isimlerden biriydi.

Bir Ağıdın Anatomisi

Taçlı Begüm'ün Şah İsmail'e yazdığı deyiş, aslında bir ağıttır - bir feryattır, bir hesaplaşmadır:

"İran'ın şahısın, Türkistan'ın hanı, Mürşid-i kâmilsin, cihanın canı. Edbi beyim oldu Şahın kurbanı, Taçlı Begüm sana kurban ağlama."

Bu dörtlükte dikkat çeken unsurlar oldukça derindir:

Hitabın İkili Doğası

İlk iki dize Şah İsmail'i yüceltir: "İran'ın şahı", "Türkistan'ın hanı", "mürşid-i kâmil" (olgun rehber), "cihanın canı"... Ancak bu yüceltme ironiktir. Bir hükümdarın bu denli ululanmasının ardından gelen felaket, başarısızlığı daha da acı kılar.

Kurban İfadesinin Derin Anlamı

"Edbi beyim oldu Şahın kurbanı" dizesi, muhtemelen Taçlı Begüm'ün oğlunun Çaldıran'da kaybedildiğini ima eder. Bir annenin evladını "kurban" kelimesiyle anması, hem dinsel bir boyut taşır hem de siyasi bir eleştiridir.

Son dize ise en çarpıcı olanıdır: "Taçlı Begüm sana kurban ağlama." Buradaki "kurban" kelimesi iki anlama gelir: Hem "feda olayım" anlamında bir bağlılık ifadesi hem de "artık ağlama, yeter" anlamında bir teselli ve belki de üstü kapalı bir kınama.

Kadın Bakış Açısından Tarih

Bu deyiş, tarih yazımında sıklıkla göz ardı edilen kadın sesine önemli bir örnek teşkil eder. Erkeklerin yazdığı savaş kroniklerinin yanında, kadınların kaleminden dökülen bu metinler, savaşın sivillere, ailelere ve toplumun dokusuna verdiği zararı gözler önüne serer.

Taçlı Begüm'ün metni, savaşın sadece stratejik hamleler ve fetihlerden ibaret olmadığını; her zaferin arkasında birilerinin gözyaşı, birilerinin kaybı olduğunu hatırlatır.

Edebiyat ve Siyasetin Kesişimi

Safevi sarayında yazılan bu tür deyişler, aynı zamanda siyasi mesajlar taşırdı. Taçlı Begüm'ün sözleri, muhtemelen saray çevrelerinde yankı bulmuş, belki de Şah İsmail'in psikolojik çöküşünde (Çaldıran sonrası Şah İsmail'in siyasi aktivitesi önemli ölçüde azaldı) rol oynamıştır.

Çaldıran'ın Uzun Gölgesi

Çaldıran Savaşı sadece askeri bir yenilgi değildi. Safevi devletinin prestijinde açtığı gedik, uzun yıllar sarılmadı. Şah İsmail'in "yenilmez" imajının kırılması, hem siyasi hem de mistik otoritesini sarstı.

Taçlı Begüm'ün deyişi ise bu yenilginin insani boyutunu belgeler. Tarih kitaplarında sayılarla ifade edilen kayıplar, bu metinde bir annenin acısına, bir ailenin yıkımına dönüşür.

Sonuç: Tarihin Unutulan Sesleri

Əlisa Nicat'ın "Dünya Sərkərdələri" (1995) adlı eserinde yer verilen bu deyiş, bizlere önemli bir hatırlatma yapar: Tarihin büyük anlatıları, küçük hikayelerin toplamından ibarettir. Her savaşın, her fethin, her yenilginin ardında Taçlı Begüm gibi acı çeken, gözyaşı döken, ama yine de yazmaya, konuşmaya, var olmaya devam eden insanlar vardır.

Belki de tarih yazımında en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, bu sesleri duymak, bu hikayeleri anlatmak ve zaferlerle yenilgilerin ötesinde, insanlığın ortak acısını anlamaktır.


Kaynakça:

  • Nicat, Əlisa. "Dünya Sərkərdələri", 1995

Bu yazıda ele alınan deyiş ve tarihsel olaylar hakkında görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. Çaldıran Savaşı'nın farklı boyutlarını merak ediyorsanız, blogumuzdaki diğer yazıları da inceleyebilirsiniz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar