Giriş: Sivas'ta Tarihi Bir Görüşme
Milli Mücadele'nin en kritik dönemlerinden birinde, Sivas'ta gerçekleşen bir görüşme, Türk milletinin kararlılığını ve onurunu tüm dünyaya gösteren önemli anlardan biri olarak tarihe geçmiştir. General Pershing'in kurmay başkanı General Harburg ile Mustafa Kemal Paşa arasında geçen bu diyalog, sadece askeri bir değerlendirme değil, aynı zamanda bir milletin varoluş mücadelesinin manifestosudur.
Bir Amerikalı Generalin Şüpheciliği
General Harburg, Mustafa Kemal ile yaptığı görüşmeye oldukça bilgili ve hazırlıklı gelmişti. Türk tarihini incelemiş, büyük kumandanları ve medeniyet birikimini tanımıştı. Ancak o dönemki koşullar, generalin gerçekçi sorular sormasına neden oluyordu.
Birinci Dünya Savaşı'nın yenilgisi henüz tazeydi. Osmanlı İmparatorluğu, Almanya başta olmak üzere müttefikleriyle birlikte dört yıllık zorlu bir savaşın ardından yenilmiş, İtilaf Devletleri Anadolu topraklarını işgal etmeye başlamıştı. İşte bu noktada General Harburg'un sorusu, realist bir askerin mantıklı değerlendirmesiydi:
"Başta Almanya, müttefiklerinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünüyorsunuz?"
Atatürk'ün Ölümsüz Cevabı
Mustafa Kemal'in bu soruya verdiği cevap, sadece askeri bir strateji açıklaması değil, bir milletin ruhunu özetleyen tarihi bir beyandır. Önce General Harburg'a nezaketle teşekkür eden Atatürk, ardından Türk milletinin karakterini tanımlayan şu sözleri söyler:
"Tarihimizi okumuş bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterim ki biz emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkum olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz."
Bu sözler, Türk milletinin bağımsızlık anlayışının özüdür. Atatürk, askeri gücün ötesinde, bir milletin moral gücünün ve özgürlük iradesinin önemini vurgulamaktadır.
Bir Askerin Diğer Askere Saygısı
Atatürk'ün bu sözlerinin ardından yaşanan sahne de oldukça etkileyicidir. General Harburg ve beraberindeki Amerikalı subaylar sessizce ayağa kalkarlar ve şu sözleri söylerler:
"Biz de olsak böyle yapardık."
Bu cümle, evrensel bir hakikati gösterir: Onur, cesaret ve vatan sevgisi tüm milletlerin ortak değerleridir. Bir Amerikalı general, bir Türk komutanın kararlılığında kendi milletinin ruhunu görmüş ve saygı duymuştur.
"Mevzu Bahis Vatansa Gerisi Teferruattır"
Atatürk'ün meşhur sözü olan "Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır" ifadesi, tam da bu diyalogda yaşanan ruhu özetler. Askeri güç dengeleri, ekonomik zorluklar, siyasi izolasyon... Bunların hepsi önemliydi elbette. Ancak söz konusu olan vatanın bağımsızlığıysa, tüm bu zorluklar "teferruat" haline geliyordu.
Milli Mücadele'nin başarısı da bu inancın eseridir. Sayısal üstünlük, silah gücü ve lojistik avantajlar tek başına savaşları kazandırmaz. Tarihin en büyük zaferlerinin çoğu, maddi üstünlükten çok manevi direniş gücüyle kazanılmıştır.
Sivas'tan Zafer'e Uzanan Yol
General Harburg ile yapılan bu görüşme, 1919 yılının kritik aylarında gerçekleşmişti. O günlerden sonra yaşanan Sivas Kongresi, TBMM'nin açılışı, Sakarya Meydan Muharebesi ve nihayetinde Büyük Taarruz, Atatürk'ün o gün söylediklerinin sadece boş laflar olmadığını gösterdi.
Türk milleti gerçekten de "vuruşa vuruşa ölmeyi" seçti ve bu tercih, ölümle değil zaferle sonuçlandı. Emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş olmak yerine, gökyüzünün hür kartalı olmayı başardı.
Sonuç: Günümüze Işık Tutan Bir Miras
Bu tarihi diyalog, günümüzde de bize önemli dersler verir. Zorluklar karşısında pes etmemek, bağımsızlığın her türlü bedelden daha değerli olduğunu bilmek ve kendi değerlerimize olan inancımızı kaybetmemek, Atatürk'ün bıraktığı mirası korumak demektir.
General Harburg mantıklı sorular sormuştu. Atatürk ise mantığın ötesinde, bir milletin iradesiyle yazılan tarihe güveniyordu. Ve tarih, Atatürk'ü haklı çıkardı.
"Biz emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkum olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz."
Bu sözler, sadece 1919'un değil, tüm zamanların Türkiye'sine rehberlik eden bir manifestodur.
Kaynak: Falih Rıfkı Atay, Çankaya
Bu yazı, Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele dönemindeki kararlılığını ve Türk milletinin bağımsızlık aşkını anlatan tarihi bir diyalogdan esinlenilerek hazırlanmıştır.

0 Yorumlar