Tarih öğretmenliği, sadece geçmişi aktaran değil, geleceği şekillendiren kutsal bir görevdir. Mustafa Kemal Atatürk'ün bir tarih öğretmenine verdiği öğütler, bu mesleğin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. 1937 yılında gerçekleşen bu anlamlı görüşme, eğitimin ve tarihin gücüne olan inancın en güzel örneklerinden biridir.
Refet Angın: Bir Öğretmenin Hikayesi
Refet Angın, Atatürk'ün yaşamında özel bir yere sahip olan isimlerden biridir. İlk karşılaşmaları, 2 Eylül 1928'de Gelibolu'da gerçekleşir. Genç Refet, Atatürk'e çiçek sunar ve bu anlamlı buluşmada Atatürk, ona bir ricada bulunur: "Tarih öğretmeni ol."
24 Aralık 1930'da Edirne Kız Öğretmen Okulu'nu ziyaret sırasında yolları yeniden kesişir. Ve Refet, Atatürk'ün isteğini yerine getirerek tarih öğretmeni olur.
Dolmabahçe'de Unutulmaz Bir Sohbet
20-25 Eylül 1937 tarihleri arasında düzenlenen İkinci Türk Tarih Kongresi, bu hikayenin doruk noktasıdır. Dolmabahçe Sarayı'nda süren kongre çalışmaları sırasında Afet İnan Hanım, genç öğretmeni Atatürk'e tanıtmak ister:
"Size, çiçeği burnunda bir tarih öğretmeni tanıtmak istiyorum."
Atatürk'ün cevabı ise şaşırtıcıdır: "Çocuk, sen geç kalmışsın; ben, onu tanıyorum."
Bir Öğretmenin Sorumluluğu
Refet Angın, "Paşam, ben emrinizi yerine getirdim ve tarih öğretmeni olarak emrinizdeyim" dediğinde, Atatürk'ün verdiği yanıt, öğretmenlik mesleğinin özünü anlatır:
"Bak, öğretmen olmak kâfi değil; görev şimdi başlıyor."
Atatürk'ün öğütleri şu şekilde sıralanır:
- Çok iyi bir öğretmen olmalısın
- Durmadan okuyacaksın, kendini geliştireceksin
- Öğrencilerini en iyi şekilde yetiştireceksin
- Kurtuluş Savaşı'nı çok iyi öğreteceksin
- Ve en önemlisi: Çanakkale Savaşları'nı sakın unutma!
Çanakkale'nin Anlamı
Genç öğretmen Gelibolulu olduğunu söylediğinde, Atatürk'ün açıklaması tarihi bir tespit içerir:
"Bak, çocuk; bunu neden söylüyorum? Bizi, bu günlere getiren Çanakkale Savaşları'dır. Ezkaza biz onu kaybetse idik, bugün hür dünya camiası yoktu."
Bu sözler, Çanakkale Zaferi'nin sadece askeri bir başarı olmadığını, aynı zamanda milli bağımsızlığın temelini oluşturduğunu vurgular. Atatürk, bu tarihi dönüm noktasının gelecek nesillere doğru anlatılmasının önemini öğretmene emanet ediyor.
İnkılâpları Yaşatmak
Sohbetin sonunda Atatürk, öğretmene son bir öğüt daha verir:
"Bak, çocuk; sana bir şey daha söyleyeceğim. İnkılâpları ve ilkeleri yaşatacaksın. Gerektiğinde mücadele edeceksin. Sakın ha, unutma!"
Refet Angın'ın "Paşa'm, nasıl unuturum? Cumhuriyeti nasıl kazandık?" şeklindeki samimi tepkisine rağmen, Atatürk ısrarlıdır: "Biliyorum; ama, yine de unutma diyorum!"
Bir Öğretmenin Misyonu
Bu görüşme, tarihin sadece kitaplarda yazılı kalmayan, yaşayan bir değer olduğunu gösterir. Atatürk, bir tarih öğretmenine emanet ettiği sorumlulukla aslında tüm eğitimcilere şu mesajı verir:
- Öğretmenlik Sürekli Gelişimi Gerektirir: "Sen, zaten okuyorsun; ama, daha çok okuyacaksın."
- Millî Değerleri Korumak Bir Görevdir: Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Zaferi'ni anlatmak zorunluluktur.
- İnkılâplar Mücadele İle Korunur: Kazanılanları korumak, kazanmak kadar önemlidir.
Tarih Öğretmenlerinin Kutsal Görevi
19 Kasım 1937'de Samsun Lisesi'nde bizzat tarih dersi veren Atatürk, eğitime verdiği önemi her fırsatta göstermiştir. Refet Angın ile gerçekleşen bu diyalog, bir liderin öngörüsünü ve tarihe emanet ettiği değerleri yansıtır.
Bugün Türkiye'de görev yapan her tarih öğretmeni, Atatürk'ün Refet Angın'a verdiği bu öğütleri hatırlamalıdır. Çünkü geçmişimizi doğru anlatan, bugünümüzü doğru değerlendiren ve geleceğimizi aydınlatan öğretmenlerdir.
Sonuç
Atatürk'ün 1937 yılında bir tarih öğretmenine verdiği öğütler, bugün de geçerliliğini koruyor. Çanakkale'nin, Kurtuluş Savaşı'nın ve inkılâpların gelecek nesillere aktarılması, milli bilincin oluşturulması açısından hayati önem taşıyor.
"Sakın unutma!" diyen Atatürk'ün sesi, bugün de kulaklarımızda çınlamalı. Çünkü tarih, sadece geçmişte kalmış olaylar değil, bugünümüzün ve yarınlarımızın yol haritasıdır.
Kaynak: Ahmet Bekir Palazoğlu, Başöğretmen Atatürk 1928-1938, Cilt:II, s.877-878
Not: Bu yazı, Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitime ve tarih bilincine verdiği önemi göstermek amacıyla hazırlanmıştır.

0 Yorumlar