4 Şubat 1919, Osmanlı Devleti'nin çöküşünün hemen ardından, herkesin umutsuzluğa kapıldığı, vatanın kurtuluşunu en uzak ihtimal olarak bile görenlerin çoğunlukta olduğu bir dönem. İşte tam da bu karanlık günlerde, Şişli'deki bir evde gerçekleşen bir görüşme, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birine işaret ediyordu.
Bir Gazetecinin Şaşkınlığı
Alemdar gazetesi yazarlarından Refii Cevat (Ulunay), Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı röportajı tamamlayıp ayrılmak üzereyken, beklenmedik bir soru ile karşılaşır. Paşa, gazetecinin sormadığı ama sorması gereken bir soruyu dile getirir:
"Bu vatan içine düştüğü bu felaketten nasıl kurtarılır, istiklaline nasıl kavuşturulur?"
Refii Cevat'ın cevabı, o günlerin ruh halini özetler nitelikte: Vatanın kurtuluşunu en uzak ihtimal olarak bile görmediğini itiraf eder.
İmkansızın Mümkün Kılınması
Mustafa Kemal'in bu itiraf karşısındaki cevabı tarihi bir öngörüdür:
"Bakınız Cevat Beyefendi, sizin imkansız gördüğünüz kurtuluş yolları vardır. Bugün herhangi bir teşkilatçı Anadolu'ya geçer de milleti silahlı bir direnişe hazırlarsa bu yurt kurtulabilir."
Refii Cevat'ın şaşkınlığı anlaşılabilir bir tepkidir. I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın tüm gücü tükenmiş, ordular dağılmış, hazine boşalmış, millet bitkin düşmüştür.
"Ama Neyle, Hangi Askerle, Hangi Silahla?"
Gazetecinin bu mantıklı soruları karşısında Mustafa Kemal, sıra dışı bir strateji analizi yapar:
- Müttefiklerin Zayıf Noktası: Savaşı kazanmış devletlerin arasındaki rekabet şimdi başlayacaktır
- İngiltere-Fransa Gerginliği: Asırlarca süren rekabetleri, ortak düşman ortadan kalktıktan sonra yeniden alevlenecektir
- İtalya'nın İç Sorunları: İç karışıklıklar İtalya'yı zayıflatabilir
- Kritik Zamanlama: Hiçbir güç Anadolu'daki milli direnişle mücadele edecek durumda değildir
"Çölden Bir Hayat Çıkarmak Lazımdır"
Mustafa Kemal'in en çarpıcı ifadelerinden biri şudur:
"Öyle görünür Refii Cevat Bey, öyle görünür. Ama çölden bir hayat çıkarmak lazımdır. Çöl sanılan bu alemde saklı ve kuvvetli hayat vardır. O, Türk milletidir. Eksik olan şey teşkilattır."
Bu sözler, Kurtuluş Savaşı'nın temel felsefesini özetler. Materyal güç yok olabilir, ama millet varsa her şey yeniden inşa edilebilir.
"Bu Deli Değil, Zır Deliymiş!"
Refii Cevat, matbaaya döndüğünde arkadaşlarına şunları söyler:
"Şu sıralar Anadolu'ya geçilir, orada teşkilat kurulur, vatan bağımsızlığına kavuşur, millet de özgürlüğüne kavuşurmuş, anladınız mı arkadaşlar. Bu deli değil, zır deliymiş."
O günlerde herkes böyle düşünüyordu. Mustafa Kemal'in söyledikleri mantıksız, imkansız, çılgınca görünüyordu.
Dört Ay Sonra: 19 Mayıs 1919
İşte tam da o "deli" dediği adam, sadece 4 ay sonra, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkacak ve söylediği her şeyi gerçekleştirecekti:
- ✓ Anadolu'ya geçti
- ✓ Teşkilat kurdu
- ✓ Milleti silahlı direnişe hazırladı
- ✓ Vatan bağımsızlığına kavuştu
- ✓ Millet özgürlüğüne kavuştu
Tarihten Çıkarılacak Dersler
Bu görüşme bize önemli dersler verir:
1. Vizyon ve Cesaret: İmkansız görünen hedefler, doğru strateji ve kararlılıkla mümkün hale gelebilir
2. Uluslararası Konjonktürü Okumak: Mustafa Kemal, düşman devletlerin zayıf noktalarını ve kendi aralarındaki çelişkileri çok iyi analiz etmiştir
3. Millete Güven: Maddi imkanlar tükense de, millet organize edildiğinde mucizelere imza atabilir
4. Tek Adam Farkı: Herkesin "imkansız" dediği bir dönemde, tek bir insanın vizyonu tarihin akışını değiştirebilir
Sonuç: "O Günlerde Böyle Düşünen Tek Adam Oydu"
Refii Cevat'ın yıllar sonra yazdığı bu anı, liderlik, strateji ve vizyon üzerine yazılmış en güzel metinlerden biridir.
4 Şubat 1919'da "deli" denilen adam, birkaç ay sonra bir milletin önderi olacak ve "imkansız" denilen zaferi kazanacaktı. Belki de tarihin en büyük dersi budur: Cesaret ve vizyon sahibi bir lider, en karanlık dönemlerde bile ışık görebilir.
Kaynak: Sadi Borak, "Atatürk'ün İstanbul'daki Hayatı", Kuleli Dergisi, 1996/1, s. 1-2
Etiketler: #Atatürk #KurtuluşSavaşı #TarihiGörüşme #MustafaKemal #19Mayıs #RefiiCevat #TürkTarihi

0 Yorumlar